Kadınlar Komisyonu Başkanı Arife Topcuoğlu'ndan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Açıklaması
Büro Memur-Sen Kadınlar Komisyonu olarak, Yeni Türkiye’nin dünya arenasında çıktığı yolculukla güçlü adımları atmasının en büyük dayanağı olarak kadınları görüyoruz.
Emek hareketlerinin öncülük ettiği sosyal ve ekonomik boyutları bakımından gelişmelerin, hayat standartlarının yeni anlayışlarla şekillenmesinde; insani kaideleri öteleyen çıkar odaklı kapitalizm-emperyalizm kıskacında vahşi bir ekonomik düzen yerine, insanın mayasında var olan merhamet ve iyilik temelli bir inşa sürecini kadınların öncülüğünde yapılması zaruridir. Eşitlik, sevgi ve saygının olduğu yapılar, imtiyaz ve ayrımcılık gibi toplum huzurunu bozan anlayışlara karşı kadınların verdiği emeğin alın teri ile yoğrulduğunda yıkılmaz temellerin harcı olacaktır.
Değişen şartlar göz önüne alındığında özellikle 2019 yılında başlayan ve tüm dünyayı sarmış olan COVID-19 hastalığının getirdiği pandemi koşulları, çalışma şartlarını ve iş kültürünü de etkilemiştir. Önyargıların kadınlara getirdiği yükün yanında, pandeminin iş ve yaşam kültürüne etkisi de bu zorluklara katkı sağlamıştır. İş ve aile ortamında pek çok yükü omuzlayan kadınlar, bu yükü hafifletecek iş koşullarına sahip olamıyor. Çalışma hayatını ve iş akışını sağlayamayan düzenlemeler aile sahibi kadınlar ve erkekler için toplumumuzun en önemli yapı taşı olan aile kurumuna zarar vermektedir.
Sosyo-ekonomik sorunların yanında kadınlar, nefret söylemi ve şiddete maruz kalarak yaşam şartlarının her zorluğuna karşı direniş göstermektedir. 28 Şubat günlerinde inancı gereği kullandığı başörtüsü için yaptırımlara, baskılara ve ötekileştirmelerin hedefi olan kadınlar; o günlerde gösterdikleri inançlı duruş ile bugün toplumumuzda var olan karanlık zihniyetlere karşı ışık olmuşlardır.
Ülkemizde bu bağnazlıklar yaşanıyorken dünyada da kendini artık daha fazla hissettiren islamofobik hareketler, kadınların inancını yaşamak ve toplumda hak ettiği yerde olmasının önüne büyük engeller çıkarmaya devam etmektedir. İslamofobiya artık dünyanın her yerinde küresel bir salgın haline gelmiş, başta Fransa olmak üzere ırkçı hareketlerin destek olmasıyla sözde “laiklik” kavramı ile kadınlara ve erkeklere inançlarının yaşamakta türlü zorluklar çektirmektedirler.
Kadınların iş hayatında yaşadıkları sorunların ve zorlukların yanında tüm toplumun telin ettiği şiddete de maruz kaldıkları görülmektedir. Örgütlü mücadelenin öncüleri kadınlar, toplumu kemiren bu virüsün yok olmasında alacakları roller ile küresel bir sorun olan bu şiddet açmazını çözecek yegâne yapılar olarak öne çıkmaktadır. Güçlünün zayıfa uyguladığı bu zorbalık din, dil, ırk, mezhep gibi ayrıştırıcı unsurları bile göz önünde bulundurmadan yayılmakta ve medya araçları ile toplumun göreceği şekilde teşhir edilmektedir. Devlet ve örgütlü mücadelenin öncüleri ile sorunların çözümü için oluşacak hareketler ile çağımızın gerisinde kalmış anlayışın ürünü olan şiddet virüsünün aşısını hep birlikte üreterek, küresel sorunun çözümünde büyük adımlar atılmalıdır.
Büro Memur-Sen Kadınlar Komisyonu olarak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle öncelikli olarak taleplerimiz; iş hayatında kadın-erkek eşitliğinin sağlanıp, imtiyaz ve ayrıcalıklarla çalışma barışının bozulmadığı bir işleyiş istiyoruz. Şiddetin son bulduğu, mobbing ve baskıyla ötekileştirilmeyen bir çalışma düzeninin sağlanmasını, merhamet ve iyiliğin öncüsü olan kadınların yönetici pozisyonda daha fazla değerlendirilerek, “kadının elinin değdiği yer güzelleşir ”düsturuyla pozitif ayrımcılığın etkin şekilde kullanılmasını istiyoruz. Toplumun temel yapı taşı aile, ailenin direği ise annedir; bu şiarla çalışan kadınların doğum izni, kreş ve süt izni konularının sorun olmaktan çıkarılıp, pandemi koşulları da göz önüne bulundurularak yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.
Savunduğumuz bütün ilkelerin temelinde olan kadınlarımızın Dünya 8 Mart Kadınlar Günü kutlu olsun.
Arife Topcuoğlu
Büro Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı