
YAZGAN ANKARA ŞUBELERİ İL DİVAN TOPLANTISINDA KONUŞTU: YETKİ BAYRAĞINI 14. KEZ ZİRVEYE DİKECEĞİZ
Yazgan, 2021 yılında 75 bin 671 olan üye sayımızı, 2022 yılında 90 bin 805’e, 2023 yılında 98 bin 401’e ve 2024 yılında 113 bin 684 üyeye çıkardığımızı ifade etti. Bir önceki döneme göre yüzde 50’nin üzerinde üye artışı gerçekleştirdiğimizi, Memur-Sen Konfederasyonu’nda dördüncülükten üçüncü sıraya yükselerek oransal olarak en fazla, sayısal olarak ikinci en çok üye kazanan sendika olduğumuzu söyledi. Yazgan, “Bu yılki kısa vadeli planımız üye sayımızı önce 140 bine çıkarmak, ardından 150 bin üye sayısıyla Büro Memur-Sen’imizi hak ettiği yere taşımak istiyoruz. Çünkü İnşallah 2025 yılını yeni bir şahlanış dönemi olarak tamamlayacağız.” ifadelerini kullandı.
120 ŞUBEMİZİN GENEL KURULLARINI DEMOKRASİ ŞÖLENLERİ ŞEKLİNDE GERÇEKLEŞTİRDİK
Yazgan, sendika olarak yoğun bir dönemden geçtiğimizi ve büyük kongremize doğru yaklaştığımızı belirterek, “Ocak ayında tüzük tadilat kongremizi gerçekleştirdik ve büyük kongremize doğru yol alıyoruz. Bu yolculuğun ilk aşaması olan şube kongrelerimizi büyük oranda tamamladık.” dedi. “Kongreler STK’lar, siyasi partiler ve sendikalar için kırılma noktalarıdır. Bu noktaları başarıyla aşan STK’lar yükselişlerine devam eder.” diyen Yazgan, “Bizler de 120 şubemizin genel kurullarını demokrasi şölenleri şeklinde gerçekleştirdik. Bu kongreler sonucunda bayrağı devreden arkadaşlarımız oldu. Bu arkadaşlarımıza bu güne kadar gösterdikleri emeklerinden dolayı yürekten teşekkür ediyorum. Bayrağı devralan ve güven tazeleyerek tekrar seçilen kardeşlerime hayırlı olsun dileklerimi iletiyor, yeni dönemde başarılar diliyorum.” şeklinde konuştu.
BİRİLERİNİN SAHAMIZDA TOP KOŞTURMASINA İZİN VERMEMELİYİZ
Yazgan konuşmasında sendikamızın başarı dolu mücadelesine her fırsatta çamur atmaya çalışanlara karşı da teşkilatımızı kazanımlarına ve emeklerine sahip çıkmaya davet etti. Yazgan, “Hepinizin de çok iyi bildiği gibi, sendikal mücadelede kazanım elde etmek kadar, kazanıma sahip çıkmak da önemlidir. Bu emeğimize sahip çıkmaktır, ekmeğinize sahip çıkmaktır.” dedi.
Yazgan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sendikamızın destansı mücadelesi ve kazanımları karşısında tek kelime edemeyecek durumda olanlar, bazen meydanı boş bularak her türlü densizliği yapıyor, yalan söylüyor ve iftira atıyorlar. Her şubemiz kendi alanına hâkim olmalıdır. Olanı biteni bilmelidir. Birilerinin sahamızda top koşturmasına izin vermemeliyiz. Şubelerimizin sorunları olduğunda ilgili bütün makamlara taşıyor, gerekirse gidip anlatıyor, çözüm için çalışıyoruz. Hiçbir sorunu çözemeyen sendikalar, çözmek için gayret sarf etmeyi bırakın, eylem yaptık diye Büro Memur-Sen’i eleştirmekten utanmıyorlar. Bizim mücadelemize sahip çıkmaya çalışıyor. Buna izin vermeyelim. Verdiğimiz her mücadelede ve elde ettiğimiz her kazanımda, sizlerin emeği, alın teri ve mücadelesi var. Bu mücadelenizden dolayı sizleri ayrı ayrı kutluyor, mücadele ve emeğinize sahip çıkamaya davet ediyorum.”
DÜN HAYIR DEDİĞİMİZE BUGÜN EVET DİYENLERDEN OLMADIK, OLMAYACAĞIZ
Yazgan sendikal mücadelemizin geçmişte nasılsa bugün de aynı azim ve kararlılıkla sürdüğünü belirterek, “Dün hayır dediğimize bugün evet diyenlerden olmadık, olmayacağız da. Her zaman hakkın ve hakikatin peşinde olduk, olmaya da devam edeceğiz. 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’deki yanlışlara itiraz ettik, iptal edilmesi için İstanbul’dan Ankara’ya yürüme eylemi gerçekleştirdik. Bugün de tasarruf tedbirleri genelgesiyle, elimizden alınmak istenen kazanımlarımızı korumak için yürüme eylemi gerçekleştirdik. Tasarrufun kazanımdan değil, israftan yapılması gerektiğini haykırdık. Servis hakkımızı geri kazandık, toplu sözleşme ikramiyesi yeniden ödenmeye başladı. 3600 Ek Gösterge başta olmak üzere, bütün taleplerimizin takipçisi olmaya da devam edeceğiz.” diye konuştu.
SENDİKAMIZ NE KADAR BÜYÜRSE SESİMİZ O KADAR GÜR ÇIKAR
Sendikacılığın sadece üyelerinin mali ve sosyal haklarını artırmanın ötesinde içinde nevşi nema bulduğu coğrafyaya, bu coğrafyanın insanlarına borcunu ödemek olduğunu vurgulayan Yazgan, “Bu borç bazen darbelere dur diyerek, bazen kumpaslara karşı çıkarak, bazen provokasyonlara gelmeyerek, bazen toplumu sağduyuya çağırarak, bazen haksızlığa karşı çıkarak, bazen de yaralarını sararak ödenir. Bazen tankların önüne atlayıp, millet egemenliğine sahip çıkarak ödenir, bazen de Filistin’in, Doğu Türkistan’ın, Muyanmar’daki Müslümanların sesi olarak ödenir. Sendika nedir, niçin vardır; sorularının cevabı da bu bakış açımızda gizli. Sendikamız ne kadar büyürse, sesimiz ne kadar çok çıkarsa, o kadar gür sesle mazlum ve mağdurun sesi oluruz.” dedi.
MAĞDUR VE MAZLUMLARIN HER DAİM YANINDA OLDUK
Konfederasyonumuz Memur-Sen ve Büro Memur-Sen’in hem dünyadaki mazlum ve mağdur haklarının yanında, hem Türkiye’de bu milletin dara düştüğü, zorda kaldığı anlarda tüm teşkilatıyla seferber olduğunu söyleyen Yazgan sözlerini şöyle sonlandırdı:
“28 Şubat’ta biz vardık, başörtüsü yasağına karşı biz vardık, katsayı engeline karşı biz vardık, darbelerin ve darbecilerin karşısında biz vardık. Ortak akıl mitinglerinde biz vardık. Başörtüsü yasağını da katsayı engelinin de kaldırılmasını sağladık. 28 Şubat mağdurlarının haklarını geri almalarını sağladık. Ülkemizin yaşadığı her felakette milletimizin yanında olduk, teşkilatça seferber olduk. Depremde, sel baskınında yaralarımızı birlikte sardık. 17/25 yargı darbesi girişimi ve 15 Temmuz askeri darbe girişimi karşısında teşkilatımızın dik ve onurlu duruşu ortadadır. Bunun yanı sıra, Filistin’in, Doğu Türkistan’ın, Muyanmar’daki Müslümanların sesi olduk. Filistin için, Pakistan için, Afrika ülkeleri için, Suriye’deki savaş mağdurları için yardım kampanyaları düzenledik. Bangladeş’te, Arakanlı yetimlerin kalması için 300 kişilik Mehmet Akif İnan Külliyesi yaptık. Biz, sizlerden aldığımız güçle öncelikle ülkemizdeki mazlum ve mağdurların yanında oldu ve olmaya da devam edeceğiz.”