En az 150 kişinin hayatını kaybettiği, 900e yakın Uygur Türkü’nün de yaralandığı kanlı olaylara tepki gÖsteren Memur-Sen ve bağlı sendika başkanları ve üyeleri, ellerinde taşıdıkları Doğu Türkistan bayrakları ve “Katil çin”, “Kırım Kongo değil, Kırım çin”, “Hükümet DoğuTürkistan’a Sahip çık” “Stop Chına” “PLEASE DON’T BE SILANCE FOR UYGURS! (Lütfen, Uygurlar için sessiz kalmayınız!)” yazılı dÖvizlerle çin Büyükelçiliği Önünde toplanarak, çin yÖnetiminin yaptığı zulmü protesto etti.

Memur-Sen Genel Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Sekreteri Halit OrtakÖy’ün de yer aldığı eylemde, basın açıklamasını Memur-Sen Ankara İl Başkanlığı adına İl Başkanı Mustafa Kır yaptı. Kır, çin yÖnetiminin gerçekleştirdiği olayları soykırım olarak değerlendirirken, Türkiyenin yaşananlara seyirci kalmaması gerektiğini vurguladı. Polisin yoğun güvenlik Önlemi aldığı çin Büyükelçiliği Önünde yapılan basın açıklamasında, Uygur Türklerinin yıllardır çin zulmü ve esareti altında olduğunu dile getiren Kır, çin yÖnetimince yıllardır Uygur Türklerine yaşatılan insanlık trajedisinin sona erdirilmesini ve Uygurların kimliklerinin korunmasını isteyerek, Birleşmiş Milletler ve İslam Konferansı Teşkilatını acilen konuya müdahil olmaya çağırdı. 

çin yÖnetiminin, yıllardır Uygur Türklerine baskı ve zulüm uyguladığı ifade edilen açıklamada, "çinin 60 yılı aşkın süredir Müslüman Doğu Türkistan halkına yÖnelik sistemli olarak sürdürdüğü asimilasyon faaliyetleri hergeçen gün şiddetini artırarak devam ediyor. Son olarak, Guangdong eyaletinin Şavguan kentinde 10 bin işçinin çalıştığı bir fabrikadan sıçrayan olaylar, tırmanarak çok sayıda Uygur Türkünün hayatına mal olmuştur. Daha Önce de çin hükümetinin soykırım halini alan uygulamaları, her yıl yüzlerce Uygur Türkünün hayatını kaybetmesiyle son bulmuştur. Türkiye ve dünya bu soykırıma, bu insanlık zulmüne, bu adice vahşete seyirci kalamaz" denildi.

Memur-Sen Ankara il Başkanlığı tarafından Memur-Sen ve bağlı sendikalarının yoğun katılımıyla gerçekleştirilen çinin Ankara Büyükelçiliği Önündeki basın açıklamasının ardından büyükelçiliğin Önüne siyah çelenk bırakılmasıyla son buldu.