KURTULMUŞ: BU KAVGALARI MİLLETİMİZ ANAYASA İLE BİTİRİR
Konfederasyon genel merkezinde yapılan programa Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, konfederasyon yÖnetim kurulu üyeleri, bağlı sendikaların başkan ve yÖneticilerinin yanı sıra çok sayıda memur katıldı. Programın sonunda Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Kurtulmuş’a günün anısına bir tablo hediye etti.
*TEK YOL SİVİL ANAYASA
Türk siyasetinin temel algısını paylaşan Kurtulmuş, devletin zirvesinde yaşanan sıkıntıların temelinde 2012 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin halka bırakılmamak istenmesinin yattığını vurguladı. Türkiye’yi HSYK, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi gibi krizlerden kurtarmanın tek yolunun yeni bir sivil anayasa ile mümkün olacağının altını çizen Kurtulmuş, ancak bu anayasanın da millet tarafından yapılmasının Önemine işaret etti. Türkiye’de bugüne kadar anayasaların ya askerin namlusunun ucunda ya da AB istediği için yapıldığını anımsatan Kurtulmuş, “Milletimiz bu yeni anayasayı yapacak güce ve birikime sahiptir” dedi.
Millete dayanan bir anayasanın da nasıl yapılması gerektiğinin şartlarını açıklayan Kurtulmuş, şÖyle konuştu: “Anayasa yapıcı Kurucu Meclis için derhal yasa çıkartılmalı. Bu meclisin tek gÖrevi Anayasa taslağını hazırlamak olacak. Her 250 bin kişiye bir temsilci düşecek şekilde, millet temsilcisini seçmeli. Bu Meclis, bir yıl çalışır ve Anayasa taslağını ortaya koyar. Bu taslakta referanduma gidilerek millete sunulur ve bÖylece milletin Anayasası belirlenir.”
*VAKİT KAYBEDİLMEMELİ
Bu şekilde yeni bir anayasa hazırlanmadığı müddetçe ülkenin bugün içinde bulunduğu yargı krizi gibi diğer sorunlardan kesinlikle kurtulmasının mümkün olmadığının altını çizen Kurtulmuş, millet adına bir değişiklik yapmak istiyorsa bu konuda hiç vakit kaybetmemesi gerektiğini sÖyledi. Türkiye’nin bÖyle bir anayasayı yapmaya muktedir olmadığı yÖnündeki tavırları da sert bir dille eleştiren Kurtulmuş, “Türkiye bÖyle bir anayasayı yapmaya muktedir değildir demek, ‘siyaset üzerinde vesayeti kabul ediyoruz’ demekle eş anlamlıdır” dedi.
Millete dÖnmeyen, milleti algılamayan her hangi bir düşüncenin Türkiye’yi kesinlikle ileri gÖtürmeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, devletin zirvesinde yaşanan kavganın temelinde de siyasi elitlerin milletle kendilerini yer değiştirmek istememesinin yattığını sÖyledi. Millete karşı olan bu yapıyı değiştirmesi için halkın AK Parti’ye 2007 seçimlerinde sahip çıktığını ve Önemli bir gÖrev verdiğini vurgulayan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, ancak geçen süre içinde bu gÖrevin yerine getirilemediğini sÖyledi. Kurtulmuş, hükümetin milletin beklediği bu değişimi yapamamasının nedeninin ise milletin iktidarını merkez almak yerine kurulu sistemin esas alınması olduğunu dile getirdi.
*PARLAMENTO ANAYASA YAPMAYA YETKİLİ VE MUKTEDİRDİR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in ‘Bu Meclis anayasa yapma yeteneğini kaybetmiştir’ anlamına gelecek açıklamalarda bulunmasını da yadırgadığını ifade eden Kurtulmuş, “Bu millet bu Parlamentoyu seçmiştir. Son gün, son saate kadar, yeni bir Parlamento gelene kadar milletin Parlamentosudur. Millet adına yeni bir anayasa yapmaya da yetkilidir” diye konuştu. Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, Türkiyede yaklaşık iki asırdır siyasi bir mücadele verildiğini vurgulayarak, bunu medeniyet siyaseti olarak adlandırmanın doğru olacağını sÖyledi.
Osmanlının çÖküş dÖnemi aydınlarının Önemli bir bÖlümünün çÖküşün, çÖzülüşün temel nedeni olarak milletin temel değerlerini, inançlarını gÖrdüğünü dile getiren Kurtulmuş, o zamanki batıcı elitlerin, batı taklit edildiğinde kalkınılacağını düşündüğünü belirtti.Bunun karşısında, çÖzülüşün temel nedeni olarak kendi değerlerimizden kopmayı gÖsteren aydınlar da bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, bunları birinci halka olarak ifade etti.Kurtulmuş birinci halkanın ortak bir sesle Hayır, biz batının karşısında değerlerimize sahip olduğumuz, koruduğumuz için yenilmedik. Yenilgimizin esas kaynağı bu değerlerimizden uzaklaşmamızdır tezini ortaya koyduğunu ve millete dÖnmeyen, milleti algılamayan bir düşüncenin Osmanlıyı ileriye gÖtürmeyeceğini sÖylediklerini bildirdi.
İkinci halkanın da çok partili hayata geçilirken, Önce ve sonrasındaki süreçte çıktığını anlatan Kurtulmuş, bu halkanın ana tezinin aşağı yukarı kendinden Öncekiyle aynı olduğunu belirtti.Bizdeki siyasi ve iktisadi elit, kendilerine bir statü oluşturabilmek için milletin alışılagelmiş geleneksel değerlerinin terkedilmesini zorunlu buluyordu diyen Kurtulmuş, batıcılığın kalkınma ve gelişme için değil bir statü aracı olarak kullanıldığını ifade etti.Kurtulmuş, Milli Nizam Partisi, bağımsızlar hareketi ile başlayan süreci üçüncü halkanın başlangıcı olarak ifade edebileceklerini dile getirerek, bu halkanın da kendinden Öncekiler gibi aynı gÖrüşlere sahip olduğunu anlattı.DÖrdüncü halkanın ise şimdiki kuşak olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu halkanın Önünde büyük bir avantaj bulunduğunu sÖyledi.
*BATI UYGARLIĞI AKIL VE GÖNüLE HİTAP EDEMİYOR
Kurtulmuş, batı uygarlığının güçlü olduğunu, bütün dünyada hakim bir unsur olarak gÖründüğünü, muazzam bir teknolojiye sahip bulunduğunu ancak, batı medeniyetinin, bugün dünyada insanların aklını ve gÖnlünü çelemediğini kaydetti.Sistemin bolluk ve bolluğun paylaşımı üzerine kurulduğunu anlatan Kurtulmuş, batı ülkelerinin bolluktan yokluğa gidildikçe ne yapacağını şaşırdığı gÖrüşünü dile getirdi.Kurtulmuş, Artık Özenilecek bir batı dünyası kalmamıştır diye konuştu.
İnsanlığın, yeni bir takım fikirler etrafında toparlayacak sÖze ihtiyaç olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şÖyle konuştu: Bunu sÖyleme sırası şimdi bizdedir. Dünyaya kardeşliği, barışı, adaleti, insanlığı, paylaşmayı, dünya üzerindeki nimetlerden hakkaniyet Ölçülerine gÖre pay almayı ortaya koyabilecek grup Müslüman dünyasının entellektüelleridir, Müslüman dünyasının siyasetçileridir. Ama yeter ki bizim bizden Önceki üç neslin yapmaya çalıştığı gibi batının ihtişamı, gücü karşısında gÖzlerimiz kamaşmasın. Yeter ki biz kendi medeniyet değerlerimiz üzerinde nasıl bir dünya kurabileceğimizin çabası içinde olalım ve bunu bilelim. Daha açık bir ifadeyle, batmakta olan gemiye binmek için kendimizi zorlamayalım.