ENGELLİLERLE ARAMIZDAKİ ENGELİ KALDIRALIM
Dünyada bir milyardan fazla insan herhangi bir tür engellilik ile yaşamakta, bu insanların yaklaşık 200 milyonu hayatlarını devam ettirme konusunda kayda değer zorluklar yaşamaktadır. Türkiye'de ise nüfusun yüzde 12.29'una denk gelen 8.5 milyon engelli kişi bulunmaktadır.
Dünya çapında, engelli olmayan insanlara kıyasla engelli insanlar daha kötü sağlık durumuna, daha düşük eğitim başarısı ve iktisadi katılıma ve daha yüksek yoksulluk oranlarına sahiptir. Engelli insanların işsiz kalma ihtimali de daha yüksektir ve engelliler istihdam edildiklerinde bile genellikle daha az kazanç elde etmektedir.
Engellilerin kaliteli eğitim almalarını, saygın işler bulmalarını ve seslerinin duyulmasını sağlayarak engellerle yaşayan insanlarımızı güçlendirmemiz ve engellileri topluma katılmaktan alıkoyan bariyerleri ortadan kaldırmamız en önemli görevlerimizdendir.
Maalesef engellilerin işgücüne katılımı, genel düzeyin yarısı kadardır. Özel kesime örnek olması gereken kamu iç hukukumuz bir parçası olan sözleşmelere, AB normlarına, yasalarımıza, planlarımıza aykırı bir şekilde davranmaktadır. Devlet memurları kadrolarının yüzde 80i boş tutulmakta, bu kadrolara engellilerin yerleştirilmesi konusunda ne yazık ki hiçbir adım atılmamaktadır.
Engellilerin çalışma yaşamından karşılaştıkları zorlukların ilk başında elbette özellikle ortopedik ve görme engelliler için fiziki çevre koşulları gelmektedir. İşe erişim evden başlayarak, yollar, ulaşım araçları ve binalar olmak üzere çok sayıda faktörle engellenmektedir. İşyerleri engellilerin verimli çalışmasına uygun olmamasına karşın zorlayıcı bir yaptırım uygulanmamaktadır.
Engellilere ön yargılı yaklaşım sonucunda düşük ücret verilmekte, genellikle de bu asgari ücret düzeyinde kalmaktadır. İşyerinde kademe alması, kariyerini geliştirmesi engellenmekte, değerlendirmeye bile alınmamaktadır. Engellilerin sağlık raporları dikkate alınmadan, yapamayacakları işlere zorlanmaları sıklıkla karşılaşılan sorunlar arasında yer almaktadır. Görüleceği gibi sorun yalnızca fiziki çevre ile sınırlı kalmamakta, ön yargılar, bilinçli veya farkında olunmadan yapılan ayrımcı tutumlar engellileri çalışma yaşamından uzak tutmaktadır.
Karşılıklı saygı ve anlayış bütünleştirici bir topluma katkıda bulunur. Toplumun engelliliğe dair anlayışını geliştirmek, olumsuz algılara karşı koymak ve engelliliği adil bir şekilde anlatmak bu yüzden çok önemlidir. Engelliliğe ilişkin bilgiler, inançlar ve tutumlar hakkında veri toplamak, eğitim ve bilgilendirme yoluyla kapatılabilecek boşlukların belirlenmesine yardımcı olabilir. Engelli insanların mutlu ve rahat bir hayat yaşayabileceği, kapsayıcı ve engellerin aşıldığı bir toplumun kurulmasına katkıda bulunmak hepimizin sorumluluğudur.
YUSUF YAZGAN
BÜRO MEMUR-SEN GENEL BAŞKANI