ENGELLERİN AŞILDIĞI TOPLUMUN KURULMASINA KATKIDA BULUNMALIYIZ
Dünya çapında, engelli olmayan insanlara kıyasla engelli insanlar daha kÖtü sağlık durumuna, daha düşük eğitim başarısı ve iktisadi katılıma ve daha yüksek yoksulluk oranlarına sahiptir. Engelli insanların işsiz kalma ihtimali de daha yüksektir ve engelliler istihdam edildiklerinde bile genellikle daha az kazanç elde ederler.
Dünya Sağlık Araştırması’nın verileri, engelli olmayan erkeklere ve kadınlara kıyasla engelli erkeklerin %53 kadınların %20 oranında daha az istihdam edildiklerini gÖstermektedir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 27 ülkede yaptığı güncel bir araştırma çalışma yaşında olan engelli kişilerin çalışma hayatında Önemli Ölçüde dezavantajlar yaşadıklarını gÖstermiştir. Engelli insanların çalışma yaşamı dışında kalma oranı (%49) engelli olmayanların oranına (%20).gÖre 2,5 kat daha yüksektir.
Engellilerin kaliteli eğitim almalarını, saygın işler bulmalarını ve seslerinin duyulmasını sağlayarak engellerle yaşayan insanlarımızı güçlendirmemiz ve engellileri topluma katılmaktan alıkoyan bariyerleri ortadan kaldırmamız en Önemli gÖrevlerimizdendir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının Özürlülerin de diğer bireyler gibi toplumsal yaşamın her alanında var olan, çalışma hak ve sorumluluğu taşıyan, başkalarına bağımlı olmadan yaşayabilen bireyler olmaları ve toplumun da Özürlüleri bu bakış açısıyla değerlendirilmesi amacıyla yoğun bir çaba içerisinde olacağı; bu doğrultuda yürütülecek tüm çalışmalarda Özürlülere yÖnelik faaliyette bulunan sivil toplum Örgütleri ile işbirliği içerisinde çalışılacağı mevzuatlarla belirlenmiştir.
İş Yasası’nın 30. Maddesi, 50 kişi ve üzerinde işçi çalıştıran işyerleri için yüzde 3 oranında engelli istihdam edilmesi yükümlülüğü getirmektedir. Bu yükümlülük kamuda yüzde 4 olarak saptanmıştır. Engellilerle ilgili olarak çıkarılan 5378 sayılı Yasa’da da istihdam konusu ele alınmıştır.Yasa’nın 14. Maddesi ayrımcılık, farklı muamelede yapılamayacağını hüküm altına almıştır. İş başvurusunda bulunan veya çalışan engellilerin karşılaşabilecekler güçlük ve engellerin azaltılması, ortadan kaldırılması, fiziksel düzenleme yapılması konusunda işyerlerine ve kamu kurumlarına gÖrevler verilmiştir. Engellilerin istihdamının Öncelikle korumalı işyerleriyle sağlanacağı şeklindeki hüküm ise uluslararası sÖzleşmelerle çelişki taşımaktadır.
Engellilere çalışma hayatında açık veya gizli bir şekilde uygulanan ayrımcılık kadın engellilere karşı daha da belirgin hale gelmektedir. Kadın engellilerin işgücüne katılım oranı yüzde 7’ye düşmektedir. Yukarda verilen sayılar engellilerin çalışma hayatına katılımının ne kadar düşük kaldığına işaret etmektedir. Engellilerin işgücüne katılımı, genel düzeyin yarısı kadardır. Özel kesime Örnek olması gereken kamu ise, taraf olduğumuz, iç hukukumuz bir parçası olan sÖzleşmelere, AB normlarına, yasalarımıza, planlarımıza aykırı bir şekilde davranmaktadır. Devlet memurları kadrolarının yüzde 80’i boş tutulmakta, bu kadrolara engellilerin yerleştirilmesi konusunda hiçbir adım atılmamaktadır.
Engellilerin çalışma yaşamından karşılaştıkları zorlukların ilk başında elbette Özellikle ortopedik ve gÖrme engelliler için fiziki çevre koşulları gelmektedir. İşe erişim evden başlayarak, yollar, ulaşım araçları ve binalar olmak üzere çok sayıda faktÖrle engellenmektedir. İşyerleri engellilerin verimli çalışmasına uygun olmamasına karşın zorlayıcı bir yaptırım uygulanmamaktadır. Engellilere Ön yargılı yaklaşım sonucunda düşük ücret verilmekte, genellikle de bu asgari ücret düzeyinde kalmaktadır. İşyerinde kademe alması, kariyerini geliştirmesi engellenmekte, değerlendirmeye bile alınmamaktadır. Engellilerin sağlık raporları dikkate alınmadan, yapamayacakları işlere zorlanmaları sıklıkla karşılaşılan sorunlar arasında yer almaktadır.
GÖrüleceği gibi sorun yalnızca fiziki çevre ile sınırlı kalmamakta, Ön yargılar, bilinçli veya farkında olunmadan yapılan ayrımcı tutumlar engellileri çalışma yaşamından uzak tutmaktadır.
Sorunların en başta çÖzümlenmesinde gereken, başta devlet olmak üzere sorumlu tüm kurum ve kuruluşların, hukuka, konulmuş kurallara uymasıdır. Fiziki engeller, evrensel tasarımlarla, belirlenen standartları uygulayarak aşılabilir niteliktedir. İnsan davranışları ise yine kamudan başlayarak aşama aşama topluma verilecek eğitim ve bilinçlendirici çalışmalarla kazanılacak bir niteliktir.
Karşılıklı saygı ve anlayış bütünleştirici bir topluma katkıda bulunur. Toplumun engelliliğe dair anlayışını geliştirmek, olumsuz algılara karşı koymak ve engelliliği adil bir şekilde anlatmak bu yüzden çok Önemlidir. Engelliliğe ilişkin bilgiler, inançlar ve tutumlar hakkında veri toplamak, eğitim ve bilgilendirme yoluyla kapatılabilecek boşlukların belirlenmesine yardımcı olabilir. Engelli insanların mutlu ve rahat bir hayat yaşayabileceği, kapsayıcı ve engellerin aşıldığı bir toplumun kurulmasına katkıda bulunmak hepimizin sorumluluğudur.
Bizleri harekete geçiren ideal hepimizin sağlıklı, rahat ve onurlu bir yaşam sürdürebildiği kapsayıcı bir dünya olmalıdır.
YUSUF YAZGAN
BüRO MEMUR-SEN GENEL BAŞKANI