Büro Memur-Sen İstanbul Buluşması Yapıldı
Büro Memur-Sen tarafından İstanbul’da düzenlenen Teşkilat Buluşması, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Genel Başkan Metin Yılancı Genel Başkan Yardımcıları, Memur-Sen Genel Sekreteri Semih Durmuş, şube yönetimleri, işyeri temsilcileri ve çok sayıda üye katıldı.
Büro Memer-Sen Genel Başkanı Metin Yılancı, yaptığı konuşmada Büro Memur-Sen'in her platformda emeğin ve hakkın savunucusu olmaya devam edeceğini belirterek, "31 Mart seçimleri gösterdi ki, sözleşmeli istihdamı ileride keyfi uygulamalara imkan tanımaktadır. Özgürlük, demokrasiyi ağzından düşürmeyenler göreve geldiklerinde, baskı, sürgün mobbinge başvurdu. Baskı ve yıldırmalara boyun eğmemeliyiz. İşten çıkarmalar ve sürgünler, iş güvencesinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. ‘Görülen lüzum üzerine işinize son verildi’ denilerek kapı dışı edilmelerin önüne geçmek için sendikalılaşmayı genişletmeli ve kadronun güvencesini sağlamalıyız." şeklinde konuştu.
Toplu sözleşme süreci öncesinde ele alınması gereken temel konulara da değinen Genel Başkan Yılancı, "Toplu sözleşme sürecine sayılı günler kaldı. Görüşmeler öncesinde bazı hususların altını bir kez daha çizmek istiyoruz;
Kamuda sözleşmeli istihdamının sonlandırılması gerekmektedir. Aynı iş, aynı emeğin karşılığında farklı ücret ve farklı haklara sahip personeller mağdur olmaktadır. Sözleşmeli personelin kariyer planlaması yapması ve geleceğe dair hedef belirmesi mümkün değil. Yetenekli ve üstün vasıflara sahip olmasına rağmen sözleşmeli personelin kariyer planlaması yapması ve geleceğe dair hedef belirmesi mümkün değil. Bu da çalışanların yeteneklerinin körelmesi demektir. Kamuda görevli vasıflı personelin kendini geliştirmesinin önü açılmalı.
Yardımcı hizmetler sınıfı artık kullanım süresini doldurdu. 1965 yılından kalma kanunun eseri olan yardımcı hizmetlerde çalışanlar mağdur olmaktadır. Hiçbir hakkı bulunmayan yaklaşık 105 bin Yardımcı Hizmet Sınıfı çalışanları, eskiden ortaokul mezunlarından oluşuyordu. Artık yükseköğrenim görmüş hatta 2 diploma sahibi olanlar bile var. Eğitimli vasıflı personellerden oluşan Yardımcı hizmetler sınıfı kaldırılmalı, bu personeller Genel İdare Hizmetleri Sınıfına dahil edilmeli. 2. Sınıf kamu personeli uygulaması son bulmalı.
Yapılması planlanan Yargı Reformunda öngörülen düzenleme ile Adliyelerde mesleki tecrübeye sahip, dosyaların tozunu yutan çalışanlarımızın emeklerinin gözardı edilmesi, mesleki tecrübeye sahip olmayanların sınava tabi tutularak kurum dışından mahkeme birimlerine Yazı İşleri Müdürü atanması iş deneyimi konusunda tecrübe eksikliği nedeniyle aksamalara neden olacağı gibi, personel arasında çalışma barışını ve huzurunu ortadan kaldıracaktır." dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Bu baskılar devam ederse, örgütlü gücümüzü sahaya yansıtmaktan geri durmayacağız. Emekçi ile dalga geçilmez. Emekçinin ekmeğine göz dikilmez. Emekçinin örgütlü gücü hafife alınmaz” diye konuştu. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, bugün İstanbul’da açıklanan Belediyelerde Sendikal Baskılar Raporu’na değinerek “31 Mart’tan 19 Haziran’a kadar yaşananlar, bugün raporu paylaştık, hakikaten akla ziyan işler dönüyor. Bilgisayar işletmeni bir arkadaşımız hayvan barınağına, kültür turizmde çalışan arkadaşımız park ve bahçelere gönderiliyor. Sürgünlerin sayısı 100’ü geçti. Bem-Bir-Sen’den istifa ettirdikleri sayı 7000’i, Hak-İş’ten istifa ettirdikleri sayı 12500’u buldu” ifadelerini kullandı.
Anamuhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Memur-Sen’i sendika olarak görmüyoruz” sözlerini hatırlatan Yalçın, “Memur-Sen’i sendika olarak kabul etmeniz için 28 Şubat’taki 5’li çeteden biri olmak, sokağı ısıtıp “Silahlı kuvvetler tamam sıra sivil kuvvetlerde” denilen bir ortamda darbeye çanak mı tutmamız lazım?” diye sordu. Yalçın, yaşanan sendikal baskılara ilişkin Kılıçdaroğlu’nun baskı yapan belediyelere çağrıda bulunması gerektiğini ifade etti. Yalçın “Memur-Sen olarak uyarıyoruz. Bu baskılar devam ederse, örgütlü gücümüzü sahaya yansıtmaktan geri durmayacağız. Emekçi ile dalga geçilmez. Emekçinin ekmeğine göz dikilmez. Emekçinin örgütlü gücü hafife alınmaz” diye seslendi.
Yaşanan hukuksuzlara karşı adalet yolunu aşındıracaklarını belirten Yalçın, emeğin örgütlü gücünü yansıtmak için Hak-İş’in gerçekleştirdiği Emek ve Adalet Yürüyüşü’ne de destek olacaklarını duyurdu. “Memur-Sen olarak zulme karşı direnecek, örgütlü gücümüzle karşı koymanın yanında yargı ve idari bütün yolları kullanmaya devam edeceğiz. Baskılar bizi asla yıldıramayacak. Emeğin düşmanı, emekçinin celladı olanlar bedelini ödeyecekler. Örgütlü gücü kimse hafife almasın. Bu gücün ne kadar büyük olduğunu göstermek için yarın Hak-İş’in Bolu’dan başlattığı yürüyüşe destek olacak, işçi memur omuz omuza diyerek zorbalara sesleneceğiz” şeklinde konuştu.
Selçuk: Baskılara Boyun Eğmeyin
Programa katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ise geçtiğimiz günlerde çıkarıldığı darbe mahkemesinde hayatını kaybeden Mısır’ın eski devlet başkanı Muhammed Mursi’yi anarak konuşmasına başladı. Selçuk, Mursi’nin arkadaşları ve Mısır halkının acılarını paylaştıklarını ifade ederek “Vesayet odaklarını, darbelerin en iyi biz biliyoruz. 27 Mayıs’ı, 80 darbesini, 28 Şubat’ı ve 15 Temmuz’u yaşamış bir millet olarak Mursi ve arkadaşlarını en iyi biz anlıyoruz aslında. Çünkü demokrasinin değerini çok iyi biliyoruz” şeklinde konuştu.
Demokrasi mücadelesinde Memur-Sen gibi sivil toplum örgütlerinin önemine dikkat çeken Selçuk, “Bu mücadelede Memur-Sen gibi onurlu bir duruş ortaya koyan STK’lara çok teşekkür etmek istiyorum. Memur-Sen her zaman demokrasimizin, çalışma ve toplumsal hayatımızın güvencesi oldu. Toplumun tüm kesimlerini doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiren konularda öncü rolü üstlendi” dedi.
Belediyelerde yaşanan sendikal baskılara değinene Selçuk, sendikal özgürlüğün anayasada teminat altına alındığını belirterek “Belediyelerde çalışan kardeşlerimizin baskıyla üye oldukları sendikalardan istifaya zorlandıklarını üzüntüyle takip ediyoruz. İstediği sendikaya üye olmak anayasada yer verilen temel özgürlüklerden birisi. Memur ve işçilerimizin kendi düşünceleri doğrultusunda özgürce istedikleri sendikaya üye olması esastır. Bakanlığın bu konudaki denetim mekanizmaları ile beraber sizlerin yanındayız. Sizler de sendikanızdan istifa etmeye yönelik baskılara karşı boyun eğmeyin. 657 sayılı kanun sizin arkanızda” ifadelerini kullandı.