BİR GÜN DEĞİL, HER GÜN KADINLAR GÜNÜ OLMALI
Bilindiği üzere 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların çalışma hayatında daha insanca şartlarda çalışmak ve hak ettikleri karşılığı almak için verdikleri mücadelenin yıl dönümüdür. Bu anlamlı günde, hayatını ekmek ve emek mücadelesine adayan tüm kadınlarımızın gününü kutluyoruz.
Hayatımızın her alanında var olan kadınlarımıza senenin bir gününü ayırmanın yetmeyeceğini vurgularken, o bir günde söylenen cilalı sözlerin senenin her gününde geçerli olması en büyük temennimizdir. Annelikten tarladaki işçiliğe, plazadaki yöneten kadından kamu hizmetlerinin görülmesine kadar hayatımızın her alanında yer alan kadınların çalışma hayatında karşılaştığı sorunların giderilmesi toplumsal sorumluluğumuzdur. Anne olan kadının, eş olan kadının, çalışan kadının, üreten kadının, şehit annesi kadının yaşadığı sorunların ve karşılarına çıkarılan engellerin kaldırılmamış olması, toplumsal vicdanımızı harekete geçirmeli, sorumluluk sahibi herkesi bu konuda duyarlılığa sevk etmelidir.
Büro Memur-Sen olarak, kamu görevlisi kadınlarımıza yönelik birçok kazanıma imza attık. Bunları kısaca özetleyecek olursak;
2010 yılında kadın kamu görevlilerine hamileliklerinin 24 ‘ncü haftasından itibaren ve doğumdan sonra iki yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası verilemeyeceği hususunun yasal düzenlemesini sağladık.
2011 yılında doğum yapan kadın memurlara doğum sonrasında verilen ücretsiz izin süresinin yirmi dört aya çıkmasını sağladık.
2012 – 2013 yılında görüşülen “Demokratikleşme paketine” başörtüsü yasağının kaldırılması maddesini ekleyerek kadın çalışanların çalışma (bize siyasi olarak geldi) hayatlarında özgürleşmesini sağladık.
3’ncü ve 4’ncü Toplu Sözleşme teklifinde yer verdiğimiz “sözleşmeli personellerin izin hakları, kadrolu personelle eşitlenmesi” teklifimiz 2016 yılında kazanıma dönüşerek yapılan değişikliklerle kamuda görev yapan sözleşmeli kadın personeller; doğum izni, süt izni, doğuma dayalı aylıksız izin, ölüm izni, evlilik izni, refakat izni, evlat edinmeye dayalı izinler ile kadın personellerin vardiyalı çalışmalardan muafiyeti konularında kadrolu kadın memurlarla aynı haklardan yararlanması sağlanmış oldu.
Gönül ister ki kadınlarımız çalışma hayatında zorlukla karşılaşmasın, cinsiyetçi ayrımcılığa maruz kalmasın. Kadın oldukları için bazı haklardan mahrum kalmasın. Şiddete maruz kalmasın, cinayetlere kurban gitmesin.
Özellikle çalışma hayatında kadınların sorunlardan arındırılması bir medeniyet göstergesidir. Yasalarla bir yere kadar sağlanan bu koruma ve hak ettiği değerin verilmesinde yetersiz kalınan noktalar da bulunmaktadır. Bu durumlarda medeniyet köklerimize inmeli, ecdadımızın ve dinimizin kadınlara verdiği değerleri referans almalıyız. Dinimiz anaların ayakları altına cenneti sererek ve kadınların erkeklere Allah’ın emaneti olduğunu belirterek bu yönde büyük bir değer yargısı oluşturmuştur.
Dinimizin ve medeniyet değerlerimizin öğretisi doğrultusunda kadınlara her alanda hak ettikleri değeri vermek ve bu değeri hissettirmek hepimizin yükümlülüğündedir.
Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da kadınlarımıza hak ettikleri değerin verilmesi ve haklarının korunması konusunda mücadelemize devam edeceğiz.
Emek ve ekmek mücadelesi veren kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü bir kez daha kutluyor, verilen sözlerin tutulması ve bu mücadelede toplumun her kesiminin ortak duruş sergilemesini istiyoruz.