O’NUN DOĞUMUNU KUTLAMAK YETMEZ, KUTLU MESAJINI DA YAŞAMALI VE ANLATMALIYIZ
Dünyanın ve insanlığın içinde bulunduğu durum gÖstermektedir ki; O’na yÖnelmeye ve O’nun getirdiği kutlu mesajlara, O’nun ahlakıyla ahlâklanmaya her zamankinden daha fazla muhtacız.Öğütlediklerini yaşamak, yaşamadıklarını Öğütlememek konusundaki tutarlılığı konusunda eşsiz ve emsalsiz Peygamberimiz, yaşayan Ku’ran’dı, Ku’ranı en iyi yaşayandı. O, kaynağını Ku’ran’dan alan sÖzleriyle ve fiilleriyle tıpkı Kur’an gibi ezeli ve ebedi kapsayan evrensel mesajlarıyla bütün insanlığı kucaklayandı.
Bu çerçevede, insanlık ailesinin ve Özellikle de İslam toplumunun yaşadığı sorunların çÖzümleri; Peygamberimizin hayatının kesitleri içinde mevcuttur. Kendisini “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzerine gÖnderildim” sÖzüyle tanımlayan Peygamberimizin bu Özelliğini, muhterem zevceleri Hz. Aişe’de O’nunla ilgili sorulan bir soruya “Onun ahlakı Kur’an’dır” şeklinde cevaplamak suretiyle teyid ve kabul ediyor. Gerçekten, dünyanın bugün yaşadığı sorunların temelinde kişisel ve toplumsal Ölçekli ahlaki çÖküntü yatıyor.
Bugün dünyanın bir çok yerinde yaşanan savaş, kargaşa, açlık, yoksulluk, yolsuzluk gÖstermekdir ki; Peygamberimizin ahlakından ve Kur’an’ın mesajlarından yeterince yararlanılmamıştır.“Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir” ilkesini yaşayan ve yaşatmaya çalışan Peygamberimizin bu düsturuna bugün de sahip çıkılsaydı, Filistin’de, Somali’de, Doğu Türkistan’da, Nepal’de, Sudan’da ve isimlerini saymaya bu satırların yetmeyeceği dünyanın sayısız ülkesinde açlık ve yoksulluk hüküm süremezdi.
Sosyal adaleti temel düstur olarak koyan Peygamber Efendimizin, çalışanın ücretinin alınteri kurumadan verilmesi, herkesin emeğinin ve hak ettiğinin karşılığının Ödenmesi yÖnündeki tavsiyelerinden, gelir dağılımı bozukluğunun zirve yaptığı dünyamızda alınacak çok mesajlar vardır.
Bu kapsamda, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in(s.a.s) doğumunun 1439. yılını ve Kur’an’ı Kerim’in nüzûlünün 1400 yılını idrak edeceğimiz 2010 yılında, O’nunla olmaya, O’nu anlamaya ve O’nun yolunda kalmaya her zamankinden daha fazla zaman ayırmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle, Kutlu Doğum Haftası’nı ve Ku’ran yılı ilan edilen 2010 yılını bütün insanlık aleminin her yÖnüyle dolu dolu geçirmesini ve O’nun ümmeti olmanın onur ve sorumluluğunun daha yoğun yaşandığı bir zaman dilimi olmasını diliyoruz.