Mehmet Akif İnan Ankara’da Anıldı
Kudüs şairi, Memur-Sen’in kurucusu Mehmet Akif İnan, vefatının 16’ıncı yılında Memur-Sen’in düzenlediği programla anıldı. Programda "Unutamadığım Öğretmenim" Hatıra Yarışması ödül töreni de yapıldı. Programa Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Onursal Genel Başkanı ve Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu, Büro Memur-Sen Genel Başkan Vekili Mehmet Hadi Erdoğmuş, Büro Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Vecdi Yanbaz, Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkanları, sendikaların yönetim kurulu üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı.
‘BAKANLAR UNUTULUR, AMA ÖĞRETMENLER ASLA UNUTULMAZ”
Millî Eğitim Bakanı (MEB) Nabi Avcı, ödül töreninde yaptığı konuşmada, programdaki öğrencileri ve öğretmenleri gıpta ile izlediğini, zira onların, mutluluklarını yaşarken birbirlerine ifade edebildiklerini de açıkladı. Bakan Avcı, millî eğitim bakanlarının bile unutulduğunu, ancak öğretmenlerin asla unutulamadığının altını çizdi, verdikleri mükafatlarla öğretmenleri hatırladıklarını ifade etti. Bu vesileyle kendisinin de resim öğretmenini unutmadığını ifade eden Bakan Avcı şunları da konuşmasına ekleyerek anlattı: “Rahmetli resim öğretmenim Cevat Ülger’i anlatmak çok isterdim elbette. Cevat Ülger, Eskişehir Maarif Kolejinde resim öğretmenimizdi bizim. İlk tanışmamız hikayemiz de oldukça hoş ve sevimlidir. 1964 yılında Eskişehir Maarif Koleji hazırlık sınıfına başlıyoruz, o zamanlar maarif kolejleri 7 yıl; 1 yıl hazırlık, 3 yıl ortaokul, 3 yıl lise, yatılı okul, çarşamba günü resim dersimiz var, ilk dersimiz; Büyük sınıflardan ağabeyler üst devreler geldiler, dediler ki ´Yarın sizin resim dersiniz varmış, o resim dersine gelecek öğretmen Cevat Ülger, o komünisttir, onun söylediklerine fazla inanmayın dediler. Dikkatli olun o komünisttir´ dediler. Gün geldi Cevat Hoca geldi, derse girdi, herhalde o günlerde gözlerinde bir rahatsızlık var, siyah koyu güneş gözlükleri takmıştı. Cevat Hocayı öyle görünce dedik ki hakikaten komünistmiş. Bakan Avcı konuşmasının devamında şunları ekleyerek söyledi: “Yıllar geçti, Millî Eğitim Bakanlığında müşavir olarak göreve başladım, UNESCO toplantılarına zaman zaman bizi gönderiyorlardı da. Bir UNESCO toplantısında fırsat bulup toplantı arasında Modern Sanatlar Müzesi´ne gitmiş olduk. Müze çok büyük, bir hafta boyunca gezseniz bitiremeyeceğiniz kadar büyük bir müze, galerilerden oluşmakta. Koşarak dolaşırken bir galeride, resimleri maksimum 10 saniye durmadan geçmek durumundayız, bir resim uzaktan çağırdı, ´gel bana bak´ diye. Resmin yanına gittim, mavi bir resim, ´Moda´dan Bakış´, ressam; Bedri Rahmi Eyüboğlu. Müze yetkililerinin söylediğine göre şimdi öyle midir bilmiyorum ama o tarihte Paris´teki Modern Sanatlar Müzesi´ndeki tek Türk ressam ve tek Türk ressamın resmi; işte o resim olmalıdır. Dedim ki işte öğretmen bu, öğrencisine hangi resme nasıl bakılacağını işte böyle öğretir bir öğretmen. Allah gani gani rahmet eylesin.”
YALÇIN: “AKİF İNAN BİR EYLEM ADAMIDIR”
Mehmet Akif İnan’ın şair, yazar, öğretmen, sendikacı, mütefekkir, yayıncı, hatip, aydın, sanatçı ve aksiyon adamı olduğunu vurgulayan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise, “Bugün Türkiye’nin dört bir yanında, Memur-Sen teşkilatının organize ettiği etkinliklerle Mehmet Akif İnan anılmakta, düşünceleri ve eserleri anlaşılmaya çalışılmakta, mücadeleci yönü irdelenmekte ve örneklenmektedir. Bu ayrıcalıklı durum, İnan’ın bir düşünce adamı olmanın ötesinde bizzat sahaya inerek düşüncesini örgüt çatısı altında somut varlığa ve eyleme dönüştürmesi kaynaklıdır” dedi.
“EMEĞİN EN BÜYÜK SAVUNUCUSU OLMUŞTUR”
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Akif İnan, öğretmen, kamu görevlisi, yerli ve Müslüman aydın sıfatlarını mezcederek aksiyoner fikir insanı kimliğini yüklenerek, 14 Şubat 1992 tarihinde Eğitim-Bir-Sen’in kurucu liderliğini üstlendi, ardından da, 9 Haziran 1995’te Memur-Sen Konfederasyonu’nu kurdu ve vefatına kadar da her iki kurumun Genel Başkanlığını yürüttü. Büyük bir medeniyetin fikir işçisi Mehmet Akif İnan’ın kurucu lider olmasının bir sonucu olarak, Eğitim-Bir-Sen bugün Türkiye’nin en büyük sendikası, Memur-Sen de Türkiye’nin en büyük konfederasyonudur. Mehmet Akif İnan’ın bu iki büyük eseri, bugün Türkiye’de demokrasinin, insan haklarının, emeğin en büyük savunucusu olmuş, bunun yanında dünyadaki mazlumların da en büyük sığınağı haline gelmiştir. Sendikacılık iradesini ‘Milli Eğitim Bakanı olmaktansa en büyük sendikanın genel başkanı olmayı tercih ederim’ ifadeleriyle ortaya koyan Mehmet Akif İnan’ın açtığı yoldan yürüyenlerin gerçekleştirdiği çalışmalarla, bugün 400 bin üyeye yaklaşan Eğitim-Bir-Sen, 1 milyona yaklaşan Memur-Sen ailesi vücuda getirilmiştir. Mehmet Akif İnan’ın vefat ettiği 6 Ocak 2000 tarihini de içinde barındıran süreçte Türkiye, 28 Şubat darbesinin ekonomiden siyasete, eğitimden diplomasiye, bireyden devlete birçok alanda oluşturduğu karanlığın içerisindeydi. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen, 28 Şubat karanlığını dağıtan, derin devlet eliyle açılan kara delikleri kapatan ortak aklın öncü kuruluşları arasında yer aldı. Mehmet Akif İnan’ın ömrünü harcadığı ve ‘Büyük rüyalarla geçmişse ömür/Hiç yanmam ölümün her çeşidine’ beytinde de gerçekleşmesi bir tarafa, rüyasını bile bir ömre bedel gördüğü pek çok hayırlı gelişme, onun kurduğu Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in gayretleriyle, öncülüğüyle ve yol göstermesiyle hayata geçirilmiştir. Katsayı engeli, 8 yıllık kesintisiz eğitim başta olmak üzere, 28 Şubat uygulamalarının tümü tarihin çöp sepetine atılmış, Cumhuriyetin ilanıyla eş zamanlı kamuda başörtüsü yasağı kaldırılmış, okullarda, devlet dairelerinde, TBMM’de başörtüsüne özgürlük sağlanmıştır.”
“ADININ VE ESERLERİNİN YAŞATICISI OLMAYI ASLİ SORUMLULUĞUMUZ OLARAK GÖRDÜK”
Ali Yalçın, Mehmet Akif İnan’ın ideallerinde yaşattığı ‘Büyük Türkiye’nin inşası doğrultusunda nitelikli eğitim, nitelikli toplum anlayışıyla çalışmalarını sürdüren Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak, O’nun adının ve eserlerinin yaşatıcısı olmayı da asli sorumlulukları olarak gördüklerini dile getirerek, “Bu bakışla, Mehmet Akif İnan’ın şair, yazar, düşünce adamı kimliğiyle bıraktığı eserlerini kültür camiasının hizmetine sunmak için çalışmalar yapıyoruz. Akif İnan sağlığında, ‘Hicret’ ve ‘Tenha Sözler’ adlı şiir kitaplarıyla ‘Edebiyat ve Medeniyet Üzerine’ ve ‘Din ve Uygarlık’ adlı eserlerini yayımlamıştı. Biz de, geride bıraktığı yazılarını ve söyleşilerini işleyerek; ‘Mirası Kuşanmak’, ‘Edebiyat, Kültür ve Sanata Dair’, ‘Aydınlar, Batı ve Biz’, ‘Söyleşiler’, ‘Siyaset Kokan Yazılar’, ‘İslam Dünyası ve Ortadoğu’, ‘Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri’, ‘Mehmet Akif İnan ile Sohbet’ adlarıyla kitaplaştırarak kültür dünyamıza kazandırdık. Eğitim-Bir-Sen, 2015 yılı Ocak ayında ‘Doğumunun 75. Vefatının 15. Yılında Mehmet Akif İnan Sempozyumu’ düzenlemiş ve bu sempozyumdaki bildirileri kitaplaştırarak yayımlamıştır. Sempozyum çerçevesinde; Yusuf Turan Günaydın ve Selma Günaydın ‘Mehmet Akif İnan Bibliyografyası’ hazırlamış, Ali Haydar Haksal ‘Bir Medeniyet Şairi Mehmet Akif İnan’ monografisini yazmış, her iki eser de Eğitim-Bir-Sen Yayınları arasında yerini almıştır. Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen, fikir ve sanat dünyasına, kültür haznemize O’nun kaleme aldığı eserlerin yanında, O’nu konu edinen eserleri de kazandırmak için faaliyetlerini sürdürecektir” ifadelerini kullandı.
GÜNDOĞDU: “İNAN SENDİKACILIKTA ÇIĞIR AÇTI”
Programda konuşan Memur-Sen Onursal Başkanı ve Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu da, “Akif İnan Sendikacılıkta çığır açtı. Bugün mirasına sahip çıkanları kutluyorum” şeklinde konuştu. Gündoğdu, “Kudüs Şairi” Akif İnan’ın ülke ve insanlık için önemli bir değer olduğunu söyledi. Gündoğdu, Akif İnan’ı anmanın, çığır açanları anmak olduğunu sözlerine ekledi.