Kudüs Düşerse Direniş Hattı Çöker
ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma planı Ankara'da Hacı Bayram Camii’nde Cuma namazının ardından protesto edildi. Eyleme Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, Büro Memur-Sen genel başkan yardımcıları, Memur-Sen yönetim kurulu üyeleri, sendika başkanları, Şanlıurfa Milletvekili Sağlık-Sen onursal Başkanı Mahmut Kaçar, İHH Ankara Temsilcisi Mustafa Sinan ve çok sayıda STK Temsilcisi katıldı.
Protesto eyleminde konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Kudüs, direnişin en stratejik, en önemli hattıdır. Kudüs düşerse direniş hattı çöker. Bu böyle bilinmelidir. O nedenle her kim kendisini antiemperyalist olarak, sömürge karşıtı olarak tanımlıyorsa, onları ve tüm Müslüman dünyayı Kudüs direnişi etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz” dedi.
ABD SÜREKLİ KAOS ÜRETİYOR
ABD’nin barışı sabote eden bir ülke olduğunu belirten Yalçın, “ABD Başkanı Donald Trump, İslam dünyasından ve uluslararası toplumdan gelen tepkileri hiçe sayarak Kudüs'ü İsrail'in resmi başkenti olarak tanıdı ve Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınacağını açıkladı. ABD bu tavırla, BM Güvenlik Konseyi'nin 1980 yılında İsrail'in Doğu Kudüs'ü ilhak ederek başkent ilan etmesini geçersiz sayan 478 sayılı kararını yok saymıştır. Böylece ABD emperyalizmi, BM’nin kendisi için pragmatist bir aparattan başka bir anlam ifade etmediğini yeniden ilan etmiş oldu. Gücün haklılığına dayanan bu anlayış tekrar göstermiştir ki “dünya beşten büyüktür” iradesi hayati önemdedir ve sahip çıkılmalıdır. ABD bu kararıyla sadece bugünün çatışmalarını körüklememiş, yarının barışını da sabote etmiştir. ABD’nin amacı, çok açıktır ki, iktidarını sürdürebilmek için bir sürekli kaos ortamı üretmektir” dedi.
ABD, SİYONİZME VERDİĞİ DESTEKLE KUDÜS’Ü KARANLIĞA ÇEVİRMEYİ PLANLIYOR
“Kudüs, İslam’ın, Hıristiyanlığın ve Yahudiliğin mukaddes mekânıdır” diyen Yalçın, “Kudüs, Peygamberlerin hatırasını barındıran bir silm / barış şehridir. Kudüs, dinlerin bir arada yaşama tecrübesinin en muhteşem örneğidir. Kudüs, selim aklın, bilgeliğin kentidir. Buna karşılık geçmişte nasıl Haçlı vahşeti barış kenti Kudüs’e zulüm ve vahşet getirdiyse, bugün de emperyalist Batının ve ABD’nin Siyonizm’e verdiği destek Kudüs’ü zulmün ve karanlığın mekanına dönüştürüyor. ABD’nin bu ahlaksız ve hukuksuz çıkışı ile Kudüs yeni bir zulüm ve işgal tehdidi altına girmiştir” şeklinde konuştu.
ŞEYTANİ PLANI REDDEDİYORUZ
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Dünyanın karşı çıkmasına rağmen, ABD’nin bu meş’um Kudüs kararını İslam dünyasına yeni bir meydan okuma olarak görüyoruz. Bu girişim, Filistin’deki işgal sorununun çözümü için atılacak bütün adımları boşa çıkarmaya yönelik şeytani bir ataktır. ABD’nin kararı, Siyonist terörizmi ve Kudüs işgalini açıkça destekleme ve meşrulaştırma girişimdir. ABD’nin bu hamlesi, sapık Armegedon inancıyla bütün dünyayı ateşe atmaya hazırlanan Siyonist ve Evanjelik Neo-con’ların gözü dönmüşlüğüne yol açmaktır. ABD’nin bu ahlaksız tasarrufu aynı zamanda, çökmekte olan köhne dünya düzeninin temsilcisi ABD oligarşisinin yaşadığı iktidar çatışmasını gizleme çabasıdır. Bu karar sadece Kudüs ile ilgili değildir, bu karar son zamanlarda yaşanan diğer gelişmelerle birlikte düşünüldüğünde, ABD emperyalizminin İslam dünyasını dizayn etme girişimlerinin yeni ve daha cüretkar bir hamlesidir. ABD’nin Kudüs’ün işgaline ve İslam dünyasının dizaynına yönelik bu planlı ve ahlaksız politikalarını şiddetle reddediyor ve kınıyoruz.”
İNŞALLAH KUDÜS DİRENİŞİ DİRİLİŞİN MİLADI OLACAKTIR
Birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapan Yalçın, “İslam dünyasının dağınıklığından güç alan bir avuç azgın 2 milyarlık İslam dünyasının en değerlisine saldırı içine girme cüretinde bulunabiliyorsa, ciddi bir muhasebenin vaktinin gelip geçtiğini maalesef ki ifade etmek isterim. Biz kendi dağınıklığımızda oyalanırken, emperyalistler ve Siyonistler iki yüz yıllık projelerini adım adım uyguluyorlar. Hiçbir işgal öyle aniden olmuyor. Yaşadıklarımız birer sonuçtan ibarettir. Bu nedenle, İslam dünyası olarak tarihte özne olmamızı sağlayan öze, dinamiğe sahip çıkmalı, yeniden diriliş ve silkinişi gerçekleştirmeliyiz. İnşallah Kudüs direnişi bu dirilişin miladı olacaktır” dedi.
KUDÜS DİRENİŞİ ETRAFINDA KENETLENELİM
“Bütün dünya, uluslararası hukuk ve BM Kararlarını ihlal eden bu kararı reddetmeli ve Filistin halkının yanında yer almalıdır” diyen Yalçın, “Çünkü esir edilmek istenen sadece Kudüs değildir. Kudüs, emperyalizme karşı direnişin sembolü olduğu ölçüde dünya zulüm sisteminin hedefi olmaktadır. Kudüs teslim olursa, Kudüs’ü teslim edersek dünyanın geri kalanı kolay bir lokmaya dönüşecektir. Kudüs, direnişin en stratejik, en önemli hattıdır. Kudüs düşerse direniş hattı çöker. Bu böyle bilinmelidir. O nedenle her kim kendisini antiemperyalist olarak, sömürge karşıtı olarak tanımlıyorsa, onları ve tüm Müslüman dünyayı Kudüs direnişi etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz. Dünya özgür olmak, sömürü düzeninden kurtulmak istiyorsa, Kudüs’ün sömürü; işgal ve hadsizliğin sembolü olan Siyonist işgalcilerden kurtulması için dayanışma içinde olmalıdır. Kudüs, dayanma noktamızın son sınırıdır. Kudüs’ten sonra kimse bu ümmetten barış ve aklıselim lafları beklemesin. Kudüs’ün sonrası ancak öfkedir, kavgadır, intifadadır. Bu ümmet bu noktadan sonra, Kudüs fatihi Selahaddin gibi “Allah’ın evi esaret altındayken, Selahaddin nasıl kendi evinde yatar?” deyip ayağa kalkar ve Kudüs özgür olana, Siyonizm Filistin’den defolup gidene kadar asla oturmaz” şeklinde konuştu.
KUDÜS ÖZGÜR OLUNCAYA KADAR ALANLARDAYIZ
Kudüs özgür olana kadar direnmeye devam edeceklerini ifade eden Yalçın, “Trump’ın kameralar önünde şov yaparak imzaladığı karar, bizim için bir paçavradan ibarettir ve ancak bir utanç vesikasıdır. Bu ahlaksızca tehdit, bu alçaklık ümmetin ayağa kalkmış öfkesi için bir korku değil bilakis bir bilenme sebebidir. İşte görüyorsunuz.. Bütün Türkiye, bütün ümmet Kudüs kavgasının neferlerine dönüşmüş durumda. Bütün Türkiye bütün ümmet ayakta, kıyam halinde. Dedik ki, “Kudüs Özgür Oluncaya Kadar Alanlardayız.” Bütün şehirler ayakta şu anda. Bütün millet ayakta. Meydanlardan haykırıyoruz. Kudüs’ün korsan işgal devletinin değil bağımsız Filistin’in başkenti olduğunu, haykırıyoruz. Evlerimizi, işyerlerimizi bağımsız Filistin bayraklarıyla donatıyoruz. Kudüs için söylenen her söz, her paylaşım, her yazı değerlidir, önemlidir. Ama yetmez! Bununla yetinirsek, gündem değişiğince Kudüs yine yalnız ve boynu bükük kalır. O nedenle sürekli bir teyakkuz içinde, sürekli bir eylemlilik halinde olunmalıdır. Bu nedenle, kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden alanları dolduracağız.15 Temmuz ruhuyla hareket edeceğiz ve bu pabucun bu kadar ucuz olmadığını, bu işin bir oldubitti ile sona ermeyeceğini her platformda göstereceğiz. Ümmetin ve direnişin öğretmeni Kudüs, bize yeni bir ödev vermiştir. Gece gündüz, yağmur çamur demeden bu ödevi yerine getirmek için çalışacağız. Bu görevi vaktiyle, ümmetin yiğit insanları hakkıyla yerine getirdiler. Hz. Ömerler, Sultan Selahaddinler, Nureddin Zengiler, Gümüş Teginler, Birinci Kılıçarslanlar, Abdulhamidler bu tarihi görevi yerine getirdiler ve Kudüs’e layık öğrenciler oldular. Bu mesele sadece Müslümanların meselesi değildir. Kudüs düşerse dünyanın hiçbir başkenti güvende olmayacaktır. Bunu bütün dünya bilmeli, anlamalıdır” dedi.
KİRLİ STRATEJİ ÇÖKECEKTİR
ABD’nin hamlesini, dünyayı yeni bir savaşın ve kaosun içine sürükleme hamlesi olarak değerlendiren Yalçın, “ABD-İsrail ortak yapımı bu kirli strateji ya Kudüs’ün direniş hatlarına çarpacak ve çökecektir ya da bütün dünyayı esir alacaktır. Bugün, Filistin halkının ve Kudüslülerin yanında olmak her dinden, her milletten, her inançtan, her ideolojiden sağduyu ve vicdan sahibi tüm insanların ortak vazifesidir. Türkiye ve diğer İslam ülkeleri, İsrail’le bütün diplomatik, ekonomik ve askeri ilişkileri askıya almalıdırlar. Nasıl ki, Siyonist rejim Kudüs'ü ebedi başkent ilan ettiğinde, 1980-1990 arası Türkiye-İsrail ilişkileri ikinci katip seviyesine indirildiyse bugün daha ilerisi yapılmalı ilişkiler tümden kesilmelidir. Mavi Marmara anlaşması iptal edilmelidir. ABD’nin kararına karşı, uluslararası kuruluşlar bazında girişimlerde bulunulmalı, BM Güvenlik Konseyinin kararlarının bu şekilde boşa çıkarılması karşısında BM düzeneği tartışmaya açılmalıdır. Nasıl ki, ABD’nin, Kıbrıs savaşı döneminde Türkiye'ye silah ambargosu uygulamasına karşılık olarak, 1975'te Türkiye'deki 21 ABD üssü ve tesisi kapatıldıysa bugün de aynı şey yapılmalı, darbe merkezleri olarak çalışan İncirlik ve mevut üsler kapatılmalıdır. Gün, aramızdaki ihtilafları bir kenara bırakıp Kudüs’ün bereketiyle bir olmak, ümmet olmak vaktidir” diye konuştu.
EMPERYALİZM YENİLECEK KUDÜS DİRENİŞİ KAZANACAKTIR
“Kudüs’e Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmak sadece anti-emperyalist duruşun bir gereği değil aynı zamanda imanın da bir gereğidir” diyen Yalçın, “Memur-Sen olarak Kudüs’ün siyonistleştirilme girişimlerine karşı direnmek bizi biz yapan varlık nedenlerimizdendir. Buradan bütün dünyaya haykırıyoruz: Filistinlilere cehennem kılınan bir Kudüs, hiç kimseye cennet olmaz! Kudüs’ün cehenneme çevrildiği bir dünya kimseye barış yurdu olamaz! Bağımsız Filistin ve Kudüs davasının sonuna kadar yanındayız! Zalimler istemese de Kudüs özgürleşecek ve Siyonizm, İslam dünyasının kalbinden sökülüp atılacaktır. Emperyalizm yenilecek Kudüs direnişi kazanacaktır” dedi.
USLU: “KUDÜS ONURUMUZ, ORTAK DAVAMIZDIR”
Sivil Toplum Örgütlerinin İstanbul Fatih Camii’nde düzenledikleri “Özgür Kudüs” eylemine ise Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu katıldı. Uslu, “İslam’ın ilk kıblesi olan Kudüs onurumuz, ortak davamızdır. Kudüs Müslümanlara emanettir ve bugün o emanete sahip çıkma günüdür” diye konuştu.