DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER İÇİN ORTAK AKIL HAREKETİ
‘Sivil İnisiyatif Olarak Anayasa ve Demokrasi Platformu’nun basın açıklamasına hoş geldiniz diyor, toplantımıza katılan değerli katılımcılar ile basınımızın güzide temsilcilerine sevgi ve saygıyla selamlıyoruz.
Memur-Sen, Hak-İş ve Türkiye GÖnüllü Teşekküller Vakfı başta olmak üzere yüzlerce Sivil Toplum Örgütü "Yeni Anayasa ve Demokrasi Platformunu" oluşturmuş bulunmaktadır. Platform ülkemizin daha katılımcı, sivil ve Özgürlükçü bir anayasaya sahip olması için ve ülke yÖnetiminde oluşturulmaya çalışılan "egemenlikte meşruiyet krizini" aşma yolunda "Ortak Akıl Hareketi Kampanyasını" uygulamaya koymuştur.
Projenin Özünü "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" prensibini zedelemeden toplumsal hayatın her alanına hâkim kılmak oluşturmaktadır.
Bu kapsamda, Türkiyenin 7 farklı bÖlgesindeki merkezi illerde gerçekleştirmeyi planladığımız mitinglerin ilki "Aydınlık Yarınlar İçin Demokrasi ve Milli Egemenlik" adıyla 28 Haziran 2008 tarihinde Malatya da yapılacaktır.
Mitinge Malatya, Adıyaman, K.Maraş, Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Ş.Urfa, BingÖl, Gaziantep, Batman, Yozgat, Nevşehir, Niğde, Adana, Mardin, Kayseri, Erzincan, Osmaniye, Erzurum, Hatay, Mersin, Tokat, Siirt ve Ağrı illerinden katılım olacaktır.
‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’, ‘Bu Memleket Bizim’, ‘Bu Cumhuriyet Bizim’, ‘Bu Devlet Bizim’, ‘Türkiye’nin Geleceği Kararmasın’, ‘Türkiye Dünyadan Kopmasın’, ‘Demokrasi Yoksa Millet De Yok’, ‘, ‘Sosyal Devlet Yoksa Millet De Yok.’ ‘Hukuk Yoksa Millet De Yok’ ‘ Demokrasi İçin Sonuna kadar’ sloganlarıyla eyleme geçen bu hareketin manifestosu ise şÖyledir:
Türkiye küçük hesapların, küçük hedeflerin, küçük ufukların ülkesi olmayacaktır. Kader bunu Türk milletine yasaklıyor. Şan, şeref, insanlık dersleri ile dolu bir tarihin gÖzü üzerimizdedir. O tarihi bizimle birlikte yazanların gÖzü üzerimizdedir.
Ağır vebal altındayız. Bu coğrafyada, kendine saygısını ve güvenini yitirmiş , kendi kendisiyle cedelleşen; otomasyona bağlanmışçasına belli periyotlarla bütün kazanımlarını yitiren ve sürekli yeniden başlayan; sürekli enerjisini toprağa veren bu yüzden karşısına çıkan fırsat ve imkanları fütursuzca heba eden bir ülke olma lüksümüz yoktur. Devletimiz olmazsa olmazımızdır. Türkiye için demokrasi, sadece muasır medeniyet seviyesine ulaşmanın yolu değil, aynı zamanda devletimizin beka şartı olarak da stratejik bir tercihtir. Hiçbir gerekçe, bu stratejik tercihin Önüne geçemez. Aksi tutum ve uygulamalar vatana ihanettir.Bütün sorumluluk sahiplerine sesleniyoruz:
Aklınızı başınıza alın!
“Hakimiyet bila kaydü şart milletindir” denmişse hakimiyet bila kaydü şart milletindir. Bu kabul duruma gÖre değişmez, değiştirilemez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu prensip üzerine inşa edilmiştir.
ülke yÖnetiminde yetki kullanan herkes ve her anayasal kurum yetkisinin kaynağını bu meşruiyet prensibinden alır.Millet egemenliğinin yanında ya da üstünde egemenlik tanımı yapmak veya o yÖnde bir yetki tanımında bulunmak , devletin meşruiyet temellerine yapılmış apaçık bir saldırıdır.
Bize gÖre bugün;
Türkiye’nin sadece demokrasisi değil, Devlet aklı ve devletin varlık temelleri de büyük tehlikeyle karşı karşıyadır.
İçinde bulunduğumuz ve siyaset zeminini destabilize etmeye dÖnük sürecin müsebbiplerine soruyoruz;
Fazla değil, kısa zaman Öncesine kadar hükümet krizleri altında bunaldığımız dÖnemleri ne çabuk unuttuk? Buna bağlı olarak, Türk Milletini bir gecede yarı yarıya fakirleştiren ekonomik krizleri ne çabuk unuttuk?
“YÖnetilmeyen ülke” aczi içinde irtifa kaybettiğimiz yılları ne çabuk unuttuk?
Halkın hür iradesi ile tesis ettiği ve altı yıldır süregelen; bu ülkede yaşayan herkesin emniyet duygusunu günden güne pekiştiren istikrardan kim, niçin rahatsız oluyor?
Türkiye’nin istikrarlı bir şekilde büyümesinden zenginleşmesinden kim niçin rahatsız oluyor?
ülke insanımızın demokratik bir zeminde gerçekleştirdiği birlik ve bütünlük projesinden kim niçin rahatsız oluyor?
Dünyanın birinci ligine çıkmanın eşiğindeki bir Türkiye kimleri, neden rahatsız ediyor?
Bu sürecin müsebbiplerine sesleniyoruz:
Bilmelisiniz kİ, yapılanları hukuki bulmuyoruz, adil bulmuyoruz, ahlaki bulmuyoruz, insani bulmuyoruz! Demokratik bulmuyoruz ve devlet gelenekleri ile bağdaşık bulmuyoruz!
Halkın kahır ekseriyetinin iradesiyle oluşmuş bir siyasi tabloyu meşru bulmayanlar ve onu bozmaya çalışanlar bir kere daha düşünmelidirler.
Yaşanan sürecin sonunda Türkiye yeniden bir siyasi türbülansa girer ve bütün kazanımlarını bir çırpıda yitirirse;
Halkımız yeniden, kronik bir fakirleşmenin kahredici pençesine düşerse;
Türkiye bir kere daha dünyada izole olur, bir kere daha çağdaş dünyanın onlarca yıl gerisine savrulursa;
Yeniden enflasyon patlar, işsizlik belası bir kere daha ailelerimizi vurursa,
Türkiye’nin birlik bütünlüğü üzerinde yeni fay hatları derinleşir, yeniden kardeş kardeşin boğazına sarılırsa;
Bütün bu kÖtülüklerin hesabını kim verecektir?
“Geçmişte de bÖyle şeyler yaşandı. Halk olup biteni sineye çekti” diye düşünenler yanılıyorlar.
Artık yeter! Bu sefer sineye çekmeyeceğiz !
Bu sefer davamızın takipçisi olacağız.
Bütün sorumluluk sahiplerine sesleniyoruz:
Halkın iradesiyle ve halkın eliyle tarihe gÖmülmüş kirli ve kaotik bir siyaset tarzını yeniden bu ülkenin başına bela etmeyiniz.
Bu millet yetkin ve mümeyyiz bir millettir.
O, kendi tercihlerini tashih etmeyi de her zaman bilmiştir, yine de bilecektir. O’na güvenin !
Bu millete güvenin, demokrasimize güvenin, milletin engin Devlet şuuruna güvenin.
Bunlar bizim ortak değerlerimizdir. Değerler sistemimizin tahribi bu ülkenin başına gelebilecek en büyük kÖtülüktür.
Bu duygu ve düşüncelerle basın açıklamamıza katılan sivil toplum temsilcilerine ve siz sayın basın mensuplarına teşekkür ediyoruz