DARBELERİN TAMAMI KİRLİDİR
|
Memur-Sen, bağlı sendikalarla birlikte Ankara Adliyesi önünde 28 Şubat davasıyla ilgili basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını Büro Memur-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri Murat Sipahi ve İdris Maden de katıldı. Basın açıklamasını yapan Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Gündoğdu, o dönemde sendika ve ülke adına zarar gördükleri için 28 Şubat davasına müdahil olduklarını söyledi.
Memur-Sen örgütü olarak bütün darbelere karşı olduklarını söyleyen Gündoğdu, "Her darbe bizim zarar gördüğümüz gibi sadece eğitim hakkını, çalışma hakkını gasp eden biri süreci beraberinde getirmez. Aynı zamanda yeni doğan ve doğacak nesillerin ideallerini, hayallerini de yok eder. Her darbe eğitim ve çalışma hakkının kesilmesinin yanında sağlıklı yaşama hakkını da gasp etmiş olur. Darbelerin tamamı kirlidir. 28 Şubat post modern darbesi de bu kirliğiyle tarihe geçmiştir. Böyle bir darbenin 'bin yıl sürecek' diyen aktörleri tankları yürüttükleri caddeden cezaevi araçlarıyla hukuk önüne çıkarılıyor. Bunu ülkemiz adına, milletimiz adına, hukuk adına bir fırsat olarak, değer olarak görüyoruz" ifadesini kullandı.
Davada, dönemin askeri vesayetinin yargılandığını ancak medya, siyaset ve akademik ayağına dokunulmadığına vurgu yapan Gündoğdu, davanın genişletilmesi gerektiği konusuna dikkat çekerek şöyle devam etti: "Bu ülkede kim darbe yapmış ya da darbeye destek olmuşsa bunlar hukuk adına yargılanmalıdır. Dönemin mağdurlarının haklarının iade edilmesi gerekiyor. Hukuk ve sosyal devlet anlayışı bunu gerektiriyor. Artık bu militarist anayasadan da kurtulmamız lazım. Geçici maddeleriyle, devrim kanunlarıyla, devrim kanunlarına atıfta bulunulan maddeleriyle, tanımsız laikliğiyle, evrensel hukukun gasp edilmesine dayanak olan ve yargının da Türk milleti adına değil, darbeciler adına karar verdiği, kirli ortamlara müsaade etmeyecek, özgürlüğü manifesto aracı olarak ele alacak bir yeni anayasaya geçilmesi de lazım."
Genel Başkan Gündoğdu, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerine yönelik dava açılmasının Türkiyenin demokratik bir kazanımı, millet iradesinin darbecilere karşı zaferi olduğunu söyledi. Gündoğdu, hem 12 Eylül darbesinin hem de 28 Şubat darbesinin tüm karanlık noktaları aydınlığa kavuşuncaya kadar davalar kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğine belirterek 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinin anası 27 Mayıs darbesi ile 12 Mart Muhtırasını yapanlara karşı da dava açılması gerektiğini ifade etti.
Demokratik sistemi kirleten 28 Şubat darbesinin, milletin gözünün önünde cereyan ettiğine dikkat çeken Ahmet Gündoğdu, "Şu darbenin şahidi bizatihi millettir. Darbenin en büyük delili, milletin ve ülkemizin uğradığı maddi ve manevi zararlardır. Hakim ve savcılarımızın suçu kanıtlamak ve suçluları bulmak için uzun uzun delil aramalarına gerek yoktur. Milletimizin ve ülkemizin uğradığı zararların izini takip etmeleri halinde suçlulara ulaşmaları mümkündür. Dönemin gazete manşetlerine, YAŞ kararlarına, MGK bildirilerine, banka hesaplarına, ihale süreçlerine bakmaları yeterlidir. Eğer daha fazlasını isterlerse devlet memurluğundan çıkarılma kararlarına, kamu görevlilerinin uğradığı sürgünlere, Batı Çalışma Grubunun fişlemelerine, faili meçhul sayısına, Kuran Kurslarına giden öğrenci sayısındaki azalmalara da bakabilirler. Unutmasınlar ki, Türk Milleti adına karar verme işlevinin en anlamlı olduğu dava bu davadır, darbenin ve darbecilerin yargılandığı davalardır" dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Bugün burada görülecek dava, Türkiyenin siyasi kirlenmesine, demokrasinin çamura bulunmasına, milletin iradesinin yok sayılmasına son verme çabalarından biridir. Ancak, biz darbeyi ve darbecileri yargılamayı yeterli görmüyoruz, yeterli göremeyiz. Yargı üstüne düşeni ivedilikle yapmalı ve bu davaları hızla karara bağlamalı, darbecilere hak ettikleri cezaları vermelidir. Asıl yapılacak ve yapılması gereken darbenin bütün kirlerini ve mağduriyetlerini sona erdirmek ve bu ülkenin her karışında demokrasi iklimini hâkim kılmaktır. Bunun için yürütme erki, bütün darbe mağdurlarına haklarını iade edecek, zararlarını tazmin edecek yönetsel kararları almalı, darbenin bütün izlerini temizlemelidir. Bu da yetmez. Yasama erki yani millet iradesinin merkezi TBMM, darbeyi ihtimal olmaktan çıkartan, demokrasiyi, özgürlükleri ve sivil yönetimi tek seçenek haline getiren, güçlü kılan yeni bir anayasayla milleti buluşturmalıdır. Darbe kalıntısı militarist anayasanın varlığına son vermeli, özgürlük manifestosu yeni bir anayasayı millete hediye etmelidir" diye konuştu.
Artık darbe destekçilerinin, çetelerin döneminin kapandığına dikkat çeken Gündoğdu, "Milletin yanında, millet iradesinin arkasında yer alan, demokrasi diyen, özgürlük diyen ve bunun mücadelesini veren Memur-Sen ve paydaş sivil toplum kuruluşları vardır. Bu düşüncelerle milletin sözcüsü Memur-Sen olarak, millet adına karar vermek üzere darbecilerin yargılandığı davaya müdahil oluyoruz, demokrasiye müdahale edenlere haddinin bildirileceği sürece paydaş oluyoruz" şeklinde konuştu.
Duruşmayı izleyen Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, duruşma çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
28 Şubat davasına ilişkin duruşmayı izleyen Gündoğdu, mahkemeden ayrılırken yaptığı açıklamada, darbeyi destekleyen, öncülük eden, göz yuman herkesin yargılanması gerektiğini söyledi. Evrensel hukukun en temel hakkının savunma olduğunu söyleyen Gündoğdu, yargılamadan sonra suçsuz olanların çocuklarının rahat edeceğini, huzura kavuşacağını, suçlu olanların da hak ettiği cezayı alacağını vurguladı.
Mahkemede iddianame okunurken Türkiye'nin hangi badirelerden geçtiğini bir kez daha hatırladıklarını dile getiren Gündoğdu, "28 Şubat süreci 'bin yıl sürecek' diyenlerin 17. yılında hukuk önüne çıkmış olaması da yeni Türkiye'nin, hukuk devletini esas alan Türkiye'nin önemli bir kazanımı olarak görüyoruz" diye konuştu. Darbe mağdurlarının haklarının iade edilmesi gerektiğini, demokratik sosyal devletin bunlardan bir özür dileme mecburiyeti olduğunu öne süren Gündoğdu, darbecilere pirim vermeyen, vesayetçilere destek olmayan yeni bir anayasanın yapılması gerektiğini ifade etti.