Büro Memur-Senden Coşkulu Türkiye Buluşması
Büro Memur-Senin 2. Büyük Türkiye Buluşması, Antalyada başladı. Toplantıya katılan Memur- Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, yaptığı konuşmasında, Memur-Sen olarak çözüm sürecinin yanında olduklarını belirtti. Gündoğdu, "Memur Sen ailesi devletin ve hükümetin bu projeye başlamasından önce de çözüm sürecinin en önemli aktörüydü. Şimdi tuhaf değil mi? 2007li yıllarda Türklük adına, ulusalcılık adına, milliyetçilik adına Ergenekon ve yanaşmaları zinde güçleri göreve davet ediyor. Şimdi Kürtçülük adına PKKnın yanaşmaları zinde güçleri göreve davet ediyor. Nusrettin Hoca fetvalarıyla meşhur bir İslam alimidir. Hocam cenazeyi tabutta taşırken neresinde olalım diye sorduklarında içinde olmayın da neresinde olursanız olun diyor. Memur Sen ailesi JİTEMe de KCKya da Ergenekon, IŞIDe de aynı uzaklıkta olmalıdır" diye konuştu.
"GÖREVİMİZ DEVLET İLE MİLLET ARASINDA KÖPRÜ OLMAKTI"
Gündoğdu sözlerini şöyle sürdürdü: "Çözüm süreci için yeniden Türkiyeyi dolaşmaya başladığımızda 37 şehire ben, diğer şehirlere genel başkan yardımcıları gittiler. Görevimiz devlet ile millet arasında köprü olmaktı. Milletin tekliflerini sitemlerini kaygılarını siyasi partilere taşımaktı. Bizim de kaygımız vardı. Şehitlik, bayrak, demokratikleşme, vatanının bölünmezliği olmazsa olmazımızdır. Dün derin devletin ötekileştirdiği kesimlerin beriki olmasını istiyordu. Aleviler, başörtülüler, muhafazakarlar Kürtler, muhafazakar Kürtler iki kere öteki bunun adı eşit yurttaşlıktı. Kamuda başörtü özgürlüğü gibi son demokratikleşme adımlarıyla bir hayli mesafe kat edildi. Türklük adına JİTEMin derin devletin Kürtlerin dışlanmasını lanet ederken, Kürtlerin haklarını koruduğunu iddia edenler muhafazakar Kürtlerin ölümüne çağrıda bulunarak 16 yaşında kurban eti götüren Yasini katlederek Türk ve Kürtün kardeşliğine dinamit koymuştur."
"BÜTÜN VATANDAŞLARIN CAN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK DEVLETİN GÖREVİDİR"
"Diyarbakırda devlet yok anlayışın Trabzonda devlet var, Diyarbakırda da devlet vara döndürmek devletin asli görevidir" diyen Gündoğdu, şunları söyledi: "Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni olsun bütün vatandaşların can güvenliğin sağlamak devletin görevidir. 6-7-8 Ekimde seyreden devlet vardı. Dün derin devlete karşıydık, bugün seyreden devlet istemiyoruz. Vatandaşın güvenliğini sağlayan devlet istiyoruz. Doğuda Güneydoğuda çözüm isteyen dindar Kürtlerin aşağılanmasına asla müsaade etmeyiz."
"İNSANLIĞIN AYIBI OLUR"
Milyonlarca mazlumun Türkiyede bakıldığını kaydeden Gündoğdu, "Bir şeyin altın çizmek istiyoruz. Halepten gelenler ne kadar mazlum ve kardeşimiz ise Kobaniden gelenler o kadar mazlum ve kardeşimizdir. Ne bir fazla ne bir eksik. Telafer Türkmenleri sahip çıktığımız mazlum ve kardeşimiz ise arakan, Filistindeki mağdur da aynı oranda kardeşimizdir. Irkçılık hastalığına kapılıp Arap, Türk, Kürtlük kavramıyla mazlumları ya da terör örgütlerini kendimize yakın ve uzak gibi kavram oluşturursak bu ümmetin insanlığın kaybı olur. Orta Doğuda bu bölgede savaşlar devam ettiği sürece ağıtlar Türkçe, Kürtler, Arapça olacak zılgıtlar kahkahalar İbranice, İngilizce olacaktır. Mescid-i Aksa ümmetin onurudur. Bütün şeytanlardan temizlenmek zorundadır. Havraya, kiliseye saygı bekleyen aynı saygıyı Mescid-i Aksaya göstermiyorsa inançtan anlamıyor değerlere saygısı yok demektir" şeklinde konuştu.
YETİM VURGUSU
400 milyonun üzerinde yetimin olduğunu biliyoruz diyen Gündoğdu, şunları söyledi: "Sen, ben sahip çıkmazsa bu yetimler, mafya, fuhuş ve organ mafyasının çetesine dahil olacaklardır. Gücü yeten her kardeşimizin bir yetim kardeşi olabilir. Ayda 90 liraya içerideki ve dışarıdaki yetimlere de sahip çıkmaktır. Bu projeyi önemsiyorum."
Gençlik konusu ve kadın örgütlenmesine değinen Gündoğdu, "Örgütlenme birlikte hareket etmektir. Terör örgütlerine yanaşmalık yapanlara, Ergenekona ev sahipliği yapanlara, PKKya yanaşma olanlara ihtiyacımız yok. Milletin dertleriyle dertlenenlerle yolumuza devam edeceğiz. Biz ne olursa olsun. Durduğumuzu yer belli olsun, yürüyüşümüz belli olsun, bu sevdaya ortak olanlarla yol almak istiyoruz" dedi.
İSRAİLİ KINADI
Büro Memur- Sen Genel Başkanı Uğur Ünalan, Mescid-i Aksa külliyesine ait kubbenin altına kadar girerek mihrabı askerlerine çiğneterek çirkin bir saldırının altına imza atan İsraili şiddetle kınayarak ve lanetleyerek konuşmasına başladı. İsrailin Mescid-i Aksaya yaptığı çirkin saldırıya sessiz kalmanın, zulmü onaylamak, saldırıya ortak olmak anlamına geldiğini dile getiren Ünalan, "Uluslararası kurumlar, insan hakları örgütleri, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve UNESCO, Mescid-i Aksaya yönelik saldırıların son bulması, kuşatmanın kaldırılması için harekete geçmelidir. İsrail, faşist uygulamalarıyla, işgaliyle, saldırılarıyla uluslararası hukuku, bütün semavi dinlerin hukukunu ihlal etmeye devam ediyor. Kudüs bütün semavi dinlerin ortak coğrafyası, Mescid-i Aksa bütün Müslümanların ortak mabedi ve tüm insanlığın ortak mirasıdır, belleğidir. Bu belleği yok etme çabasına giren İsrail, tüm insanlığın şuurunu hedef aldığını, bu hain saldırıyla bir kez daha belgelemiştir. İsrailin Filistindeki soykırımına sessiz kalan dünya, artık zulme dur demeli, insan hakları ihlalleri ile işgali sona erdirmelidir. Büro Memur-Sen olarak, tüm Dünyayı İsrailin Mescid-i Aksayı hedef alan saldırılarını, uluslararası düzeyde açıkça kınamaya ve bu mukaddes mekanı korumaya çağırıyoruz" diye konuştu.
Konuşmasına "Biz farklı bir sendikal anlayışın temsilcileriyiz" şeklinde devam eden Ünalan,"Sendikacılığı bir rant ve ağalık sistemi olarak gören eski sendikal anlayışa karşı, bizler sendikacılığın üyesine hizmet eden ve üyesinin çıkarlarını her şeyin önünde tutan yeni sendikal anlayışın temsilcileriyiz. Sendikacılığı ideolojik bir aygıta dönüştüren eski sendikal anlayışa karşı, bizler üyesinin ekonomik ve sosyal hakları söz konusu olduğunda karşısında kim olursa olsun mücadeleden kaçmayan yeni sendikal anlayışın temsilcileriyiz" dedi. Yedi inanmış adam olarak makam ve mevki için koltuklara talip olmadıklarının altını çizen Ünalan, "Bizler yeni bir sendikal anlayışı tüm dünyaya göstermek için yola çıktık. Bizler kamu görevlilerinin, üyelerimizin problemlerini, sıkıntılarını, sorunlarını çözmek ve ilgili mercilere taşımak için bu makama talip olduk. Bizler koltuk sevdasında değiliz. Bizler bu davanın ve bu davanın sahibi olan tüm kardeşlerimizin sesi olma sevdasındayız. Bizleri destekleyen arkadaşlarımızın güvenini, yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarla, projelerimizle, kazanımlarımızla boşa çıkartmayacağız inşallah. Kamu görevlileri ve teşkilatımız için her zaman dik durarak, her zaman istişare ederek, kimseyi ötekileştirmeden, kimsenin sözünü kulak arkası etmeden, tüm teşkilatımızla el ele, gönül gönüle hep birlikte Büro Memur-Senle zirveye doğru emin adımlarla ilerleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Büro Memur-Sen 2. Büyük Türkiye Buluşmasına Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdunun yanı sıra, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Uğur Ünalan, Büro Memur-Sen Genel Başkan Yardımcıları Engin Kocabey, Sezayi Soysal, Mustafa Mengütaycı, Kutbettin Aydın, Vecdi Yanbaz, Nihat Tunç, Büro Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Ebru Karabıyık, şube başkanları, şube yönetim kurulu üyeleri, kadınlar komisyonu yönetimi, işyeri temsilcileri ve çok sayıda Büro Memur-Sen üyesi katıldı.
Toplantının sonunda Gündoğduya, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Uğur Ünalan tarafından "Allah" lafzının yer aldığı biblo verildi.