27 YILLIK YÖKÜN HATALARI VE SEVAPLARI
Abbas Güçlü, bugün kuruluşunun 27. yıldÖnümünü kutlayan YÖKü yazdı. Hatalarıyla sevaplarıyla farklı yÖnlerden YÖKü ele alan Güçlüye gÖre YÖKün iyi yaptıkları ve bozdukları:
Milliyet gazetesi yazarı Abbas Güçlü, bugün kuruluşunun 27. yıldÖnümünü kutlayan YÖKü yazdı. İşte o yazı:
YÖK çeyrek asrı geride bıraktı
Bugün, YÖKün kuruluşunun 27. yıldÖnümü. 12 Eylül sonrasında doğdu. O dÖnemin neredeyse tüm kurumları ya yok oldu ya da değişime uğradı. Ama YÖK o gün bugündür eleştirilmesine rağmen hâlâ dimdik ayakta. GÖrünen o ki ayakta kalmaya da devam edecek...
YÖKü değerlendirirken, hatalarıyla sevaplarıyla birlikte ele almak gerekir. Oysa yapılan tartışmalar hep tek yÖnlü. Destekleyenler yaptığı hataları, eleştirenler de gerçekleştirdiği bazı reformları kesinlikle gÖrmezlikten geliyor...
Aslında ilk YÖKten geriye bir şey kalmadı. Doğramacı dÖnemindeki YÖKün yerinde yeller esiyor. Bugün için dünden çok, geleceğin sorgulanması gerekiyor. çünkü gelecek ay YÖK Başkanlığına yeni bir başkan oturacak. İşte bu başkan, üniversiteler ve sosyal uzlaşma adına çok Önemli. Politize olmuş bir başkan, üniversiteleri olduğu kadar, kamuoyunu da ayağa kaldırır. Gürüz ve Teziç tarzı dayatmacı başkanların sorunları daha da büyütmenin Ötesinde bir işe yaramadığı kesin. Yapılması gereken, YÖKün kuruluş misyonlarından biri olan, iktidar ile üniversiteler arasındaki diyaloğu sağlayacak birisini bulmak. Yoksa gerçekten çok zor günler yaşanabilir...
YÖKün yaptıkları
YÖKü, kurulduğu günden bu yana zehir zemberek eleştirenlerden biri olarak, yaptığı iyi işleri de hep alkışladım. İçinizden pek çoğu, ne yaptı ki diyebilir? İşte bunlardan bazıları:
YÖKün bozdukları
YÖKte yeni dÖnem
Yazının başında sÖylediğimiz gibi, Önemli olan bundan sonrası. çünkü ne zaman YÖK yasası değiştirilmeye kalkılsa, bugünü de aratır noktaya gelindi. Kronik YÖK muhalifleri bile YÖKü savunur hale geldi. Bir Önceki AKP hükümeti dÖneminde hazırlanan YÖK yasalarını hatırlayanlar, mevcut YÖK yasasına nasıl dÖrt elle sarılındığını da bilirler.
İşte bu yüzden hükümet, eğer YÖK konusunda samimi ise, bu samimiyetini yeni anayasa taslağında da gÖstermelidir, YÖK üyelerini atarken de. Ama bu duyarlılığı maalesef gÖremiyoruz.
YÖK başkanını cumhurbaşkanı atıyor. Dolayısıyla hükümetle bir ilgisi yok. Ama Gülün bu konuda Başbakan Erdoğan ile hemfikir olduğu da kesin. Atanacak isim konusunda eminim ki çok ayrıntılı gÖrüşmeler yapılmıştır. Ya da yapılacaktır.
Sivri bir isim gerginliklere yeni bir gerginlik katar. Ama hem üniversitelerin hem de iktidarın saygı duyacağı bir isim, kamuoyu nezdinde de büyük bir heyecan yaratacaktır. Ve olası adaylar arasında bÖyle isimler de var. Bekleyip gÖreceğiz, akıl ve sağduyu mu kabul gÖrecek yoksa biz istedik oldu mantığı mı?..
Özetin Özeti: Bugüne kadar, YÖKü yok etmek isteyenlerin hep kendileri yok oldu. AKP gibi eleştirildikçe güçlendi. Şimdi bir ipte iki cambaz. Bakalım hangisi ayakta kalacak?..(Milliyet KÖşe Yazısı)
HABER 7