Sendikacılık Emek ve Yürek İşidir
Sendikacılık aynı meslekte çalışan kimselerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular bakımından çıkarlarını korumak, daha da geliştirmek amacıyla birlik olmayı amaçlar. Ancak bu amaçlara ulaşmak için üye çalışması yapmak bu çalışmanın ardından da üyelere nitelikli bir hizmet sunmak gerekir.
Sendikacılık emek ve yürek işidir. Sivil toplum örgütlerinde insana hizmet bu yüzden zordur! Emek etmez yüreğinizi ortaya koymazsanız, başarı gelmez. Böyle olunca da sizlere gönül verenleri, yani üyelerinizi hayal kırıklığına uğratırsınız.
Hizmetin olduğu her yerde bir zorluk vardır. Kişi bu hizmetleri ifa ederken; bazen yapmayı planladığı hayalleri varsa öteler, yapmak istediği birçok şeyi yapamaz. Ailesi, kendilerine zaman ayırmasını ister onlara zaman ayıramaz. Omuzları yorgunluk ile dost olmuştur. Bu dost, o kişinin omuzlarınızdan hiç ama hiç inmez. Ancak o kişi veya kişilerin temsil ve hizmet ettikleri insanların, bir “Allah Razı Olsun” söylemi, omuzlarınızda ki yükleri hafifletir, asılmış yüzlerini güldürür, yapmayı planladığı hayallerinden biraz daha uzaklaşsa da mutlu olur o hayalleri de unutur. İnsana hizmet etmek böyle bir duygudur. Bu duyguyu sivil toplum örgütlerinde de yaşamanız mümkündür. Zira bu örgütler insana hizmetin sunulduğu yerlerdir.
Yıllardır söylerim, sendikanın, sendikacılığın, siyasetin rengi olmamalı diye, açıkçası bu işlerde amaç insana hizmet ise hizmetin rengi olmaz illere yaptığımız ziyaretlerde açık açık ifade ediyoruz, sizlerin sadece üyeliklerinize talibiz, bu üyeliğinizin karşılığında sizlere hizmet sunmanın garantisini veriyoruz. Her insanın bir ideolojik fikri mevcuttur. Ancak bu fikrinizi kendinizle, savunduğunuz ideolojik düşünce arasında tutun, vakti geldiğinde demokratik hakkınızı kullanır orada değerlendirirsiniz diye. Ancak bu ideolojinizi bizlerin yaptığı ekmek davası ile lütfen karıştırmayın. Bizler sendikacılık yapıyoruz, siyaset değil! O yüzden hizmet neredeyse bizde oradayız.
Taşra diye tabir edilen işyerlerinde uzun yıllar çalışmış biri olarak şunu da belirtmek isterim; Sendikacılığın başladığı yıllardan bu yana sendikal anlamda, sadece başkent Ankara’dan Anadolu’ya bir sesleniş vardı. Yıllardır gördüğümüz bir eksiklik olan ve tüm sendikalarda gördüğümüz, Genel Merkezler ile Anadolu’nun bütünleşmesi yeterince sağlanamamıştı. Ankara’ya geldiğimiz günden bu yana bu bütünleşmeyi hem sendikal anlamda, hem de kurumsal anlamda gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
Netice olarak, geçmişten ders almayanların bugün yanlışta olacaklarını, yanlışlarla beraber olmanın da bizlere ve gelecek nesillerimize zarar vereceğini, unutmamamız dileğiyle, ideolojik oyunlarla insanları kandıranların yanlarında değil karşılarında durmanızı, çalışanlara hizmet etmeyenlere destek vermemenizi talep ediyor, herkese saygı, sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum.